top of page

Uyuşturucu Suçları TCK-188, 190, 191, 192


Uyuşturucu suçu

Uyuşturucu Suçları Nelerdir


Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, toplum sağlığını ve kamu güvenliğini yakından ilgilendiren en ciddi suç tiplerinden biridir. Türk Ceza Kanunu (TCK) 188, 190, 191 ve 192 maddelerinde uyuşturucu suçlarını ayrıntılı şekilde düzenlemiştir. Bu maddeler, uyuşturucu madde imal ve ticareti, uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma, başkalarını uyuşturucu kullanımına özendirme veya kolaylaştırma ve etkin pişmanlık hükümlerini kapsamaktadır.


Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu (TCK 188)


Suçun Tanımı ve Kanuni Dayanağı


Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, kısaca uyuşturucu ticareti suçu olarak bilinir. TCK m.188’de düzenlenen bu suç, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin toplumda yayılmasını engellemeyi hedefleyen en ağır yaptırımlı suç tiplerinden biridir​. Kanun maddesine göre, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmek, ithal veya ihraç etmek bu suçun temel şeklidir. Yine aynı maddenin üçüncü fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ülke içinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, sevk etmek, nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak da bu suç kapsamında cezalandırılmaktadır. Görüldüğü üzere TCK 188, birden çok seçimlik hareket öngörmüştür; bu fiillerden herhangi birinin işlenmesi suçun oluşumu için yeterlidir.


Suçun konusunu uyuşturucu veya uyarıcı maddeler oluşturmaktadır. Kanun, hangi maddelerin uyuşturucu/uyarıcı sayılacağını tek tek saymamıştır. TCK 188’in gerekçesinde, uyuşturucu veya uyarıcı etki yapan ve bağımlılık doğuran tüm maddelerin suçun konusu olarak kabul edildiği belirtilmiştir. Örneğin esrar, eroin, kokain, metamfetamin gibi yaygın uyuşturucuların yanı sıra sentetik kannabinoidler, amfetamin türevleri, sentetik opioidler gibi birçok madde bu kapsamdadır. Kanun koyucu bu geniş tanımla, uyuşturucu maddelerin çeşitliliği karşısında yasal boşluk bırakmamayı amaçlamıştır.


  • Fail (suçu işleyen kişi) bakımından, uyuşturucu ticareti suçu herkes tarafından işlenebilen bir suçtur; özel bir faillik niteliği aranmamaktadır.

  • Mağdur ise toplumun kendisidir, zira korunan hukuki değer toplumun sağlığı ve güvenliğidir.

  • Kasten işlenebilir bir suçtur; taksirle işlenmesi mümkün değildir.

  • Failin, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlerken kazanç elde etme amacı güttüğü kabul edilir; madde gerekçesinde de bu vurgu yapılmıştır. Ancak, kazanç elde edilip edilmemesi suçun oluşumuna etki etmez, sadece cezanın yanında malvarlığına yönelik tedbirler (müsadere gibi) düşünülmüştür.

  • Teşebbüse elverişli bir suçtur. Örneğin, uyuşturucu maddeyi satmak üzereyken yakalanan kişi, fiil tamamlanmasa bile uyuşturucu ticaretine teşebbüsten sorumlu tutulabilir.

  • Zincirleme suç hükümlerine konu olabilir. Aynı failin, birden fazla kişiye farklı zamanlarda uyuşturucu satması veya vermesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür. Somut olayın özelliklerine göre bazen ayrı ayrı suçlar, bazen zincirleme tek suç kabul edebilmektedir. Dolayısıyla, birden fazla satış eylemi söz konusu olduğunda zincirleme suç hükümleri dikkatle değerlendirilmelidir.


Suçun Unsurları ve İşleniş Şekilleri


Maddi unsur (fiil): Suçun maddi unsuru yukarıda sayılan seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştirilmesidir. Bu fiilleri biraz açmak gerekirse:


  • İmal etmek: Uyuşturucu maddeyi üretmek, laboratuvar veya benzeri ortamda kimyasal işlemlerle veya doğal yollarla elde etmektir. Örneğin yasa dışı uyuşturucu laboratuvarında sentetik uyuşturucu üretmek veya kenevir bitkisinden esrar elde etmek imal fiiline girer.

  • İthal etmek: Uyuşturucu maddeyi ülkeye sokmak (yurt dışından Türkiye’ye getirmek) demektir. Örneğin, bir kişinin yurt dışından bavulunda uyuşturucu getirirken yakalanması ithal fiilini oluşturur.

  • İhraç etmek: Uyuşturucu maddeyi yurt dışına göndermek, ülke dışına çıkarmaktır. Türkiye’den başka bir ülkeye uyuşturucu sevk eden kişi ihraç fiilini işlemiş olur. Kanun, ithal ve ihraç fiillerini de en ağır şekilde yaptırıma bağlamıştır​.

  • Satmak: Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi herhangi bir bedel karşılığında başkasına vermektir. Halk arasında torbacılık olarak tabir edilen, kullanıcıya parası karşılığı uyuşturucu temin etme fiili bu kapsamdadır.

  • Satışa arz etmek: Uyuşturucuyu satma amacıyla teklif etmek veya satış için hazır bulundurmak anlamına gelir. Henüz fiili satış olmasa bile, satış maksadıyla bir yerde uyuşturucu bulundurmak bu kapsamda değerlendirilebilir.

  • Başkalarına vermek: Uyuşturucuyu bedel aranmaksızın bir başkasına temin etmek, dağıtmak demektir.

  • Sevk etmek, nakletmek: Uyuşturucu maddenin bir yerden başka bir yere taşınması, ulaştırılmasıdır. Örneğin arabayla uyuşturucu maddeyi şehirlerarası taşımak nakletme fiiline girer.

  • Depolamak: Uyuşturucu maddeleri bir yerde stok halinde bulundurmak, saklamaktır. Örneğin, bir evin deposunda satışa hazır uyuşturucu saklanması depolama fiilidir.

  • Satın almak, kabul etmek, bulundurmak: Bu fiiller, normalde kullanmak için olduğunda ayrı bir suç (TCK 191) oluşturur. Ancak failin amaç ve eylemine göre ticaret kastıyla uyuşturucu bulundurma da TCK 188 kapsamında cezalandırılır. Yani, yanındaki uyuşturucu maddeyi kişisel kullanım amacı dışında, ileride satmak veya başkasına vermek maksadıyla bulunduran kişi de TCK 188’den sorumlu olur. Yargıtay, kişinin uyuşturucuyu ne amaçla bulundurduğunu, kullanım mı ticari amaç mı olduğunu belirlemek için bazı kriterlere bakmaktadır.


Manevi unsur (kast): Uyuşturucu ticareti suçu, doğrudan kastla işlenebilen bir suçtur. Failin, sayılan fiilleri bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekir. Özellikle uyuşturucu maddeyi satmak veya başkasına vermek amacıyla bulundurma durumlarında, failin ticaret kastının bulunup bulunmadığı önem kazanır. Yargıtay kararları, failin üzerinde yakalanan uyuşturucu miktarı, paketleme biçimi, yanında terazi veya paketleme malzemesi bulunması gibi durumların ticari kastı gösterebileceğini belirtmektedir​. Eğer failde uyuşturucuyu sadece kullanmak amacıyla bulundurduğuna dair bir durum söz konusu ise, o zaman TCK 191’deki kullanma suçu oluşur, ticaret suçu oluşmaz. Bu ayrımın tespiti uygulamada suçun nitelendirilmesi açısından kritik bir değerlendirmedir. Suçun işleniş şekilleri bakımından, uyuşturucu ticareti suçu uygulamada farklı senaryolarla karşımıza çıkar. Örneğin:


  • Sokakta uyuşturucu satışı yapan “torbacı” tabir edilen kişiler,

  • Uyuşturucuyu kuryeler aracılığıyla bir yerden bir yere sevk eden şebekeler (örneğin araca zulalanmış uyuşturucu ile yakalanma),

  • Evinde veya tarlasında uyuşturucu imal edenler (örneğin kenevir ekip hasat eden veya evde sentetik uyuşturucu üreten laboratuvar düzenekleri),

  • Uyuşturucuyu yurt dışından getiren uluslararası kuryeler (bavul, midede kapsül, gemi konteyneri vb. yöntemlerle ithal edenler),

  • Yurt dışına uyuşturucu gönderen organizasyonlar (ihracat şekli),

  • Uyuşturucu maddeyi toptan alıp parça parça sokak satıcılarına dağıtan aracılar, depo görevi gören kişiler,

gibi çok çeşitli fiiller TCK 188 kapsamına girer. Bütün bu eylemlerde ortak payda, uyuşturucunun başkalarına ulaştırılması amacı bulunması, yani yalnızca şahsi kullanım sınırlarının aşılmasıdır.


Cezası ve Yaptırımları


TCK 188, işlenen fiile ve durumun özelliklerine göre değişen ağır hapis cezaları ve adli para cezaları öngörmektedir. Maddede belirtilen ceza aralıkları şöyledir:


  • İmal, ithal veya ihraç eden kişi, 20 yıldan 30 yıla kadar hapis ve 2.000 günden 20.000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır​. Görüldüğü gibi uyuşturucunun imal edilmesi ya da sınır ötesi ticareti en ağır ceza aralığına tabidir.

  • Uyuşturucu maddeyi ülke içinde satan, satışa arz eden, başkasına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve 1.000 günden 20.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Yani bu fiillerde asgari hapis cezası 10 yıldır.

  • Eğer uyuşturucu madde verilen veya satılan kişi çocuk ise, fail hakkında verilecek hapis cezası en az 15 yıl olacaktır. Bu, maddenin üçüncü fıkrası çocukları uyuşturucuya bulaştıranlara karşı ekstra ağır bir yaptırım getirmektedir.

  • Ayrıca bu suçlarda hapis cezasına ek olarak yüksek miktarda adli para cezası da öngörülmüştür. Adli para cezaları “gün” üzerinden hesaplanır ve maddede üst sınır 20.000 güne kadar çıkabilmektedir. Hâkim, bir gün karşılığını failin ekonomik durumuna göre belirleyerek (TCK 52 uyarınca) oldukça yüksek meblağlarda para cezası takdir edebilir.

  • Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, 8 yıldan az olmamak üzere hapis ve 1.000 günden 20.000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.


Adli kontrol ve tutuklama gibi ceza muhakemesi tedbirleri bakımından TCK 188 önemli sonuçlar doğurur. Uyuşturucu ticareti suçu, CMK’da sayılan katalog suçlar arasında yer alır. Bu nedenle soruşturma aşamasında genellikle tutuklama tedbiri uygulanabilmekte, iletişimin dinlenmesi gibi özel koruma tedbirlerine de başvurulabilmektedir.


Nitelikli Hâlleri (Ağırlaştırıcı Sebepler)


TCK 188, bazı durumlarda cezayı ağırlaştıran nitelikli unsurlar öngörmüştür. Bu nitelikli haller şunlardır:


  • Maddenin türüyle ilgili nitelikli hal (TCK 188/4-a): Suç konusu uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması durumunda, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu bent uyarınca sayılan maddeler, tehlikelilik derecesi yüksek görülen uyuşturuculardır.

  • Mekânla ilgili nitelikli hal (TCK 188/4-b): Suçun, okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi eğitime, sağlığa, dine veya kamu hizmetine mahsus bina ve tesislerde veya bunların 200 metre yakınında bulunan umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır. Bu düzenleme ile özellikle okul gibi yerlere yakın alanlarda uyuşturucu satanlara karşı ceza artışı öngörülmüştür.

  • Örgütlü ve toplu halde işlenme (TCK 188/5): Uyuşturucu ticareti suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde ceza yarı oranında artırılır; eğer suç, suç işlemek için kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmişse ceza bir kat artırılır. Yani örgütlü suç söz konusuysa ceza iki katına kadar çıkabilir.

  • İzinle üretilen veya satılan maddelerin kötüye kullanımı (TCK 188/6): Kanun, normalde üretimi resmi izne veya satışı doktor reçetesine bağlı olan ve uyuşturucu etkisi doğuran her türlü maddeyi de kapsama almıştır. Bu gibi maddelerin (örneğin bazı güçlü ağrı kesici opioid ilaçların) suistimali durumunda, yukarıdaki fıkralar uygulanır ancak verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir​. Yani eczanelerde satılan ancak bağımlılık yapan bir ilacı izinsiz şekilde satan bir kişiye, hâkim gerekli görürse cezada indirim yapabilir.

  • Özel meslek sahiplerince işlenmesi (TCK 188/8): Uyuşturucu suçlarının tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı gibi sağlık hizmeti veren veya kimya/eczacılıkla uğraşan kişiler tarafından işlenmesi, suçun fail bakımından nitelikli halini oluşturur. Bu durumda ceza yarı oranında artırılır​. Kanun koyucu, bu meslek gruplarının uyuşturucu temin etme imkânlarının ve bilgilerinin yüksek olması nedeniyle suçu daha ağır değerlendirmektedir.


Uygulamada Karşılaşılan Örnekler


Uyuşturucu ticareti suçu ile kullanma suçu arasındaki ayrım uygulamada en çok karşılaşılan meselelerden biridir. Zira, yakalanan kişinin yanında ele geçirilen uyuşturucu maddeyle ilgili olarak fiilin kullanmak için bulundurma mı yoksa ticaret amacıyla bulundurma mı olduğu her zaman net olmayabilir. Bu durumda kolluk ve yargı mercileri, bazı kriterlere göre değerlendirme yapmaktadır.


Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu ayrımın tespitinde “bulundurmanın amacı” kriterinin belirleyici olduğunu vurgulamıştır​. Failin yanında yakalanan uyuşturucu maddeyi hangi amaçla bulundurduğunu anlamak için geliştirilen ve hem öğretide hem de yargı uygulamasında kabul gören bazı ölçütler şunlardır:


  • Failin davranışları: Fail, uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devretme veya başkalarına temin etme yönünde bir davranış içine girmiş mi? Eğer fail, yakalanmadan önce uyuşturucuyu pazarlamaya çalışmış, müşteriler aramış, birilerine vermiş ya da satmışsa, bu ticaret kastını gösterir. Hiç kimseye verme yönünde bir hareket yoksa sadece bulunduruyorsa bu tek başına ticaret sayılmayabilir​.

  • Bulundurma yeri ve şekli: Uyuşturucu madde nerede ve nasıl tutuluyor? Kişisel kullanım amacıyla bulunduran genelde onu kolay erişebileceği kendi evinde, cebinde, işyerinde bulundurur. Buna karşılık, uyuşturucunun ev veya iş yerine uzak, zahmetli erişilen gizli bir yere (örneğin ormanlık alana gömülmüş, bir depoda saklanmış, mağara, samanlık gibi yerlere) saklanması, kullanım dışı amaçla, yani ticari amaçla bulundurulduğuna işaret edebilir​.

  • Paketleme ve ekipman: Çok sayıda küçük paket halinde, her biri hassas tartıyla aynı gramajlarda bölünmüş uyuşturucu ele geçirilmesi, yanında hassas terazi veya paketleme malzemesi bulunması da önemli bir göstergedir. Kişinin üzerinde çıkan paket sayısı, bu pakettekilerin gramajları kullanım ve ticaret arasındaki fark için önemli bir ayrım yapılmasına neden olur.

  • Bulundurulan uyuşturucu miktarı ve çeşitliliği: Failde ele geçen uyuşturucu maddenin miktarı ve çeşidi de önemli bir kriterdir. Kullanıcı olan kimse genellikle bir tür veya benzer etki yapan en fazla iki tür uyuşturucu bulundurur; çok farklı nitelikte çeşitli uyuşturucuları bir arada bulundurmak ticari amaç göstergesi olabilir​. Miktar konusunda ise sabit bir sınır olmasa da, kişisel kullanım için makul kabul edilebilecek miktarın üzerinde uyuşturucu yakalanması ticaret şüphesini doğurur​.


Kişisel kullanım sınırı: Uygulamada “kişisel kullanım miktarı/sınırı” kavramı da önem taşır. Bu, yasal bir sınır olmayıp Yargıtay’ın çeşitli kararlarında oluşturduğu yaklaşık ölçülerdir. Örneğin Yargıtay, esrar maddesi için günde 3 kere 1-1,5 gram miktarına kadar olan durumları (başkaca ticaret delili yoksa) kişisel kullanım olarak değerlendirirken, bunun üzerindeki miktarları ticari kabul etmektedir. Eroin ve kokain için yaklaşık 20 gram ve üzerini ticaret sayma eğilimi vardır​. Sentetik ecza haplarında 50 adet ve üzerini ticaret saymıştır​. Metamfetamin gibi maddelerde kesin sınır koymak zor olsa da uygulamada net 10 gram altı kişisel kullanım olarak değerlendirilebilmektedir​. Bunlar elbette kesin rakamlar olmayıp, her olayın özelliğine göre farklı delillerle birlikte değerlendirilmektedir. Ancak bu tür miktar kriterleri, uygulamada bir genel rehber işlevi görmektedir.


Yargıtay, birden fazla çeşit uyuşturucunun birlikte ele geçirilmesi halinde de genellikle ticaret suçuna geçme eğilimindedir. Örneğin kişinin üzerinde 50 gram esrar + 2 gram eroin + 8 adet extacy hap bulunması durumunda, bu çeşitlilik ve miktar birlikte değerlendirildiğinde uyuşturucu ticareti suçunun oluştuğu yönünde kararlar mevcuttur​. Çünkü kullanıcı genelde tek tip maddeye yönelirken, farklı maddelerin birlikte bulundurulması satış amaçlı bir “stok” gibi yorumlanmaktadır.


Ceza İndirimi, Etkin Pişmanlık, Erteleme ve HAGB İhtimalleri


Uyuşturucu ticareti suçu (TCK 188) için, etkin pişmanlık hükümleri (aşağıda detaylıca bahsedilecektir) devreye girebilmektedir. Kısaca belirtmek gerekirse, resmi makamlar duymadan önce diğer suç ortaklarını ve uyuşturucunun yerlerini bildiren fail hiç ceza almayabilir (TCK 192/1); yakalandıktan sonra soruşturma sırasında yardımcı olursa cezasında indirim alabilir (TCK 192/3)​. Bu, kanunun sağladığı özel bir ceza indirimi mekanizmasıdır ve uyuşturucu ticareti yapan kişiyi teşvik etmek için getirilmiştir.


Bunun dışında, TCK 188’den mahkûm olan biri için HAGB (Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) hükümleri uygulanmaz. Zira HAGB için 2 yıl veya altı ceza almak gerekir, oysa uyuşturucu ticareti cezaları çok yüksektir. Cezanın ertelenmesi (TCK 51 uyarınca hükümlünün cezasının infazını erteleme) de aynı nedenle söz konusu olmaz.


Ancak yargılama öncesi süreçte bazen Savcılık makamı, suç vasfını kullanma olarak değerlendirdiği durumlarda (özellikle miktar az ise) kamu davası açmayıp TCK 191 prosedürünü uygulayabilir. Bu, suçun 188 değil 191 kapsamında ele alınması demektir.


Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma ve Özendirme Suçu (TCK 190)


Suçun Tanımı ve Kapsamı


Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçu, TCK m.190’da düzenlenmiştir. Bu madde, bir kişinin başkasının uyuşturucu kullanmasına zemin hazırlayan veya özendiren davranışlarını cezalandırmayı amaçlar. Esasında TCK 190, iki ayrı suç tipini bünyesinde barındırır:


  1. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçu – (TCK 190/1 ve 190/3 birlikte değerlendirilebilir).

  2. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını alenen özendirme suçu – (TCK 190/2).


Kanun maddesine göre, bir başkasının uyuşturucu kullanmasını kolaylaştırmak amacıyla gerçekleştirilen belirli fiiller suç kabul edilmiştir​. Bu fiiller, madde metninde üç bent halinde sayılmıştır​:


  • Özel yer, donanım veya malzeme sağlamak (TCK 190/1-a): Başkalarının uyuşturucu kullanabilmesi için onlara özel bir mekan temin etmek, kullanım için gerekli araçları veya malzemeleri (örneğin enjektör, folyo, düzenek vb.) sağlamak bu kapsamdadır. Burada dikkat edilmesi gereken, failin doğrudan uyuşturucu maddeyi temin etmemesidir; sadece kullanımını kolaylaştıran ortamı veya ekipmanı sağlar​. Örneğin, evinin bir odasını uyuşturucu içmek isteyenlere ayırıp orayı kullandıran kişi, bu suçu işlemiş olur. Kolaylık sağlayan kişinin illa uyuşturucuyu kullanmış olması gerekmez; imkânı vermesi yeterlidir​.

  • Kullananların yakalanmasını zorlaştıracak önlemler almak (TCK 190/1-b): Uyuşturucu kullanan kişilerin kolluk tarafından yakalanmasını veya tespit edilmesini zorlaştırmak amacıyla tedbirler alınmasıdır​. Örneğin, uyuşturucu içenlere gözcülük yapmak, polis geldiğinde haber verecek düzenek kurmak, özel uyarı sistemleri oluşturmak, vs. Bu tür eylemlerle kullanıcıların gizlenmesine yardımcı olan kişi, suçu işlemiş sayılır​.

  • Kullanma yöntemleri konusunda bilgi vermek (TCK 190/1-c): Uyuşturucu maddeyi nasıl kullanacağını başkalarına öğretmek, onları bu konuda bilgilendirmektir​. Örneğin, daha önce uyuşturucu kullanmamış birine enjekte etmeyi öğretmek, etkisini artıracak kullanım yöntemleri tavsiye etmek gibi fiiller bu bent kapsamında suç teşkil eder.


Yukarıdaki üç fiil, uyuşturucu kullanılmasını kolaylaştırma suçunun seçimlik hareketleridir. Fail bunlardan herhangi birini gerçekleştirdiğinde suç oluşur. Bu suçun oluşması için kolaylık sağlanan kişinin mutlaka uyuşturucuyu kullanmış olması şart değildir; kolaylaştırmak için yapılan fiil yeterlidir​.


Ayrıca, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendirme fiili de TCK 190’da ayrı bir fıkra olarak suç sayılmıştır. Alenen özendirme demek, kamuya açık şekilde veya kitle iletişim araçlarıyla uyuşturucu kullanımını teşvik etmektir. Örneğin sosyal medyada, televizyonda veya kalabalık bir topluluk önünde “uyuşturucu kullanmak iyidir” tarzında propaganda yapmak veya böyle içerikli yayınlar yapmak bu kapsamdadır. Kanun, “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi”yi ayrıca cezalandırmaktadır​. Özendirme suçunda fiil genellikle sözle, yazıyla veya görüntüyle işlenir; somut kolaylaştırıcı bir eylem olmayabilir ama topluma kötü örnek olacak şekilde uyuşturucuyu övmek fiili vardır.


Özetle, TCK 190 kapsamındaki suçlar, doğrudan doğruya uyuşturucu madde temin etmese de, uyuşturucu kullanımını teşvik eden, kolaylaştıran, özendiren davranışları hedef almaktadır. Bu suç tipleri, kullanıcıları korumak ve uyuşturucu kullanımının yayılmasını önlemek açısından tamamlayıcı bir işlev görür.


Manevi unsur: TCK 190 suçları kasten işlenir ve bu suçlar için özel kast (özel saik) aranır. Yani failin amacı, gerçekten başkasının uyuşturucu kullanmasını kolaylaştırmak veya kullanımı özendirmek olmalıdır. Eğer yaptığı eylem başka bir amaçla yapılıyor ve sonuçta dolaylı olarak kolaylaştırma oluyorsa, sırf bu suçtan sorumlu tutulmayabilir. Yargıtay kararlarında, bu suçun özel saikle (özel kastla) işlenebilen bir suç olduğu özellikle vurgulanmıştır​. Örneğin sadece birlikte uyuşturucu kullanmak niyetiyle hareket eden birinin, arkadaşına “gel beraber içelim, bende mekan var” demesi durumunda, burada kolaylaştırma suçunun özel kastı bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararları verilebilmektedir​​.


Cezası ve Nitelikli Halleri


TCK 190, kolaylaştırma ve özendirme suçları için benzer ceza öngörmüştür. Kanunda belirtilen ceza ölçüleri şöyledir:


  • Kolaylaştırma suçu (TCK 190/1): a, b veya c bentlerinde sayılan hareketleri yapan kişi 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 1.000 günden 10.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır​.

  • Alenen özendirme suçu (TCK 190/2): Uyuşturucu kullanımını alenen özendiren (örneğin basın yayın yoluyla öven) kişi de 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 1.000 günden 10.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır​.

  • Nitelikli hal (TCK 190/3): Eğer bu suçlar belirli meslek sahiplerince işlenirse ceza yarı oranında artırılır​. Burada sayılan meslekler, TCK 188’dekiyle aynıdır: tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, ebe, hemşire, vs. gibi sağlık veya kimya ile ilgili meslek erbabı.


Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Alma, Bulundurma ve Kullanma Suçu (TCK 191)


Suçun Tanımı ve Unsurları


TCK 191, uyuşturucu madde kullanma suçunu düzenlemektedir. Kanun metninde suçun tam tanımı: “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi...” şeklindedir​. Yani bu madde kapsamında cezalandırılan fiiller şunlardır:


  • Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde satın almak,

  • Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde kabul etmek,

  • Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak,

  • Uyuşturucu maddeyi bizzat kullanmak.


Halk arasında kısaca “uyuşturucu bulundurma” veya “içici (kullanıcı) suçu” denilen bu suç tipidir. Fail, uyuşturucuyu başkasına vermek için değil, kendi kullanımı için elinde tutmaktadır. TCK 191’de cezalandırılan, esasında uyuşturucu kullanma eyleminin kendisidir; ancak kanun koyucu, izlenen suç politikası gereği uyuşturucu kullanmayı değil, kullanmak için temin etmeyi, bulundurmayı suç saymıştır​. Bunun anlamı şudur: Uyuşturucu kullanan kişi, bir anlamda yardıma muhtaç bir bağımlı olarak görülür; onun hapis cezası yerine tedaviye yönlendirilmesi esastır​. Bu nedenle TCK 191, kullanıcılara özel bir hukuki süreç ve bazı tolerans mekanizmaları getirmektedir.


Fail: Bu suçun faili genelde uyuşturucu madde kullanıcılarıdır. Herkes bu suçu işleyebilir; özel bir faillik aranmaz. Sadece kendi ihtiyacı için uyuşturucu maddeyi satın alan, bir şekilde edinen ya da yanında bulunduran kişi fail olur. Mağdur kavramı gene toplum ve kamu sağlığıdır, çünkü kullanıcının kendisi mağdur sayılmaz.


Maddi unsur: Yukarıdaki dört seçimlik hareketten birinin yapılması suçun oluşumu için yeterlidir. Bunları kısaca açıklarsak:


  • Satın almak: Uyuşturucu maddeyi para veya benzeri bir değer karşılığında temin etmektir. Örneğin bir kullanıcının sokakta para verip esrar alması bu fiildir.

  • Kabul etmek: Uyuşturucu maddeyi bir başkasından herhangi bir bedel olmaksızın almak. Örneğin arkadaşının verdiği uyuşturucuyu kabul eden kişi.

  • Bulundurmak: Uyuşturucu maddeyi, kendi fiili hakimiyetinde tutmak. Örneğin cebinde, evinde, arabasında kendi kullanımı için esrar saklamak. Bu suç kesintisiz suç niteliğindedir; yani madde kişi üzerinde bulunduğu sürece suç devam eder, sürenin uzun veya kısa olması önemli değildir​​.

  • Kullanmak: Uyuşturucu maddeyi vücuduna almak, içmek, enjekte etmek, vb. tüm şekillerde tüketmek de suç kapsamına girer. Kanunda doğrudan “kullanmak” fiili de sayılmıştır. Aslında kullanma fiili gerçekleştiğinde, onu önce bulundurmuş olması kaçınılmazdır; fakat kanun bu fiili ayrı da belirtmiştir.


Burada dikkat edilmesi gereken husus, kişinin uyuşturucuyu kullanmak amacıyla hareket etmesidir. Eğer kullanım amacı yoksa, bulundurma fiili TCK 188 kapsamında değerlendirilebilir (ticaret amaçlı bulundurma). Yani amaç, suçu TCK 188’den ayıran kilit unsurdur. Yargıtay da, TCK 191 suçunu ticaret suçundan ayırmak gerekir derken, “işlenen fiilin kullanmak için mi yoksa satmak için mi yapıldığının” belirlenmesini vurgular​. Dolayısıyla, bir kişinin üzerinde uyuşturucu yakalandığında, önce bu maddeyi ne amaçla tuttuğu araştırılır. Kişi kullanıcı olduğunu söylüyorsa ve koşullar da bunu destekliyorsa, TCK 191 uygulanacaktır.


Manevi unsur: Bu suç da ancak kasten işlenebilir. Taksirle uyuşturucu kullanmak veya bulundurmak mümkün olmadığından, fail bilerek isteyerek kullanmak için o fiili yapmalıdır.


Cezası (Yaptırımı) ve Adli Süreç


TCK 191’in 1. fıkrasında bu suç için 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür​. Dikkat edilirse, uyuşturucu ticareti suçuna kıyasla ceza aralığı oldukça düşüktür. Kanun koyucu, kullanıcıları daha az cezayla veya tercihen hapis yerine tedaviyle topluma kazandırma yoluna gitmiştir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik uygulaması ile kişileri topluma kazandırmak hedeflendirilmiştir. TCK 191’in 2. ve devamı fıkraları, bir nevi kullanıcıları hapse atmadan önce onlara şans tanıyan bir tedbir sürecini düzenler:


  • Soruşturma aşamasında erteleme (TCK 191/2): Uyuşturucu kullanma suçu nedeniyle başlatılan soruşturmada, savcı, CMK 171’deki genel koşullara bakmaksızın, 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasını erteler​. Yani kullanıcı yakalandığında, eğer daha önce böyle bir suçu yoksa, Savcılık hemen dava açmaz; önce 5 yıllık bir deneme süresi başlatır. Bu karar verilirken, failin sabıkası olsa bile kanun “şartlar aranmaksızın” dediği için genellikle ilk seferde erteleme kararı verilir. Savcılık, erteleme kararı verirken şüpheliyi uyarır: “Bu süre zarfında sana yüklenen yükümlülüklere uymaz veya yasakları ihlal edersen hakkında davası açılır” şeklinde ikaz yapılır​. Bu erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir​.

  • Denetimli serbestlik tedbiri (TCK 191/3): Erteleme kararı verildiğinde, şüpheli hakkında en az 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır​. Bu denetimli serbestlik süresi, Savcının kararıyla veya denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifiyle, 6’şar aylık dilimler halinde en fazla 2 yıl daha uzatılabilir​. Yani toplam denetim süresi 3 yıla kadar çıkabilir. Denetimli serbestlik sürecinde, gerek görülürse şüpheli tedaviye tabi tutulur. Ayrıca Savcı, bu 5 yıllık erteleme dönemi içinde, yılda en az iki defa ilgili kuruma sevk kararı vererek kişinin uyuşturucu kullanıp kullanmadığını test ettirir​.

  • Yükümlülükler ve ihlal halleri (TCK 191/4): Kanun, erteleme süresi içinde şüphelinin uyması gereken yükümlülükleri tanımlar: Tedaviye, denetimli serbestlik programına, imza atma vb. yükümlülüklere uyması gerekir. Eğer kişi yükümlülüklere uymamakta ısrar ederse ya da yeniden uyuşturucu kullanır veya kullanmak için uyuşturucu madde satın alır, kabul eder, bulundurursa, Savcılık kişi hakkında kamu davası açar​​.

  • İhlalin sonuçları (TCK 191/5, 191/6): Erteleme süresi boyunca kişinin tekrar uyuşturucu kullanması veya bulundurması, ayrı bir suç olarak ayrıca soruşturulmaz; bu davranış, önceki ertelemenin ihlali sayılır ve doğrudan dava açılmasına neden olur​. Bir kişi hakkında erteleme kararı verilip denetimli serbestlik uygulanmışsa, bu kişi erteleme sürecinde yükümlülüklere uymazsa Cumhuriyet Savcısı davayı açar. Ayrıca, erteleme kararıyla süreci yaşamış bir kişi, bu süreçten sonra tekrar aynı suçu işlerse ikinci kez erteleme kararından yararlanamaz​. Kanun açıkça belirtmiştir: “Birinci fıkradaki suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmada ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez”​.

  • Başarılı tamamlanırsa (TCK 191/7): Şüpheli, erteleme süresi boyunca tüm kurallara uyarsa, denetimli serbestliğini ve/veya tedavisini sorunsuz tamamlarsa, süre sonunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir​. Yani 5 yılın sonunda temiz kalmışsa, hiçbir davaya dönüşmeden dosyası kapanır ve sabıkasına işlenmez. Bu kişi hukuken hiç suç işlememiş gibi sayılır.

  • Yargılama safhasında durum: Diyelim ki erteleme uygulanmadı. Mahkeme önüne geldi ve mahkeme, failin suçunu sabit gördü. Bu durumda hakimin önünde de bir seçenek vardır: Eğer fail aslında kullanıcı ise, mahkeme de hükmün açıklanmasını geri bırakma (HAGB) kararı verebilir. Nitekim TCK 191/9, bu maddede özel hüküm bulunmayan hallerde CMK 171 (erteleme) veya 231 (HAGB) hükümlerinin de uygulanabileceğini öngörüyor. Ayrıca TCK 191/8, eğer kişi başlangıçta 188 veya 190’dan yargılanırken sonucunda eyleminin sadece kullanma kapsamında kaldığı anlaşılıyorsa, mahkemenin bu madde hükümlerine göre HAGB kararı vermesi gerektiğini belirtiyor. Yani bir kişi uyuşturucu ticaretiyle yargılanırken sonunda kullanıcı olduğu ortaya çıkarsa, mahkeme hükmü açıklamayacak, HAGB uygulayacaktır. Bu da gösteriyor ki kanun, kullanıcıyı mümkün mertebe sabıkalı yapmamaya, tedavi edip salıvermeye yönelik bir politika izlemektedir.


Özetlemek gerekirse, ilk defa uyuşturucu ile yakalanan bir kişi için süreç şu şekilde işler: Hakkında soruşturma açılır, Savcı kamu davasını 5 yıl erteler, kişi 1-3 yıl denetimli serbestliğe tabi olur, bu sürede herhangi bir olumsuzluk olmazsa hiç dava açılmadan dosya kapanır. Bu kişi ceza almaz, hapse girmez. Eğer yükümlülüklere uymazsa veya tekrar kullanırsa, o zaman Savcı davayı açar ve kişi mahkeme önüne çıkar; mahkeme suç sabitse bu kez cezaya hükmedebilir.


Cezanın miktarı: Mahkeme eğer mahkumiyet kararı verirse, 2 ila 5 yıl arasında bir hapis cezası belirleyecektir.


Nitelikli Haller


Uyuşturucu kullanma/bulundurma suçunun da bir nitelikli hali bulunmaktadır. TCK 191/10 fıkrasına göre, suçun okul, yurt, hastane, kışla, ibadethane gibi kamuya açık bina ve tesislerde veya yakın çevrelerinde (200 metre içinde) işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır​. Görüldüğü gibi, bu nitelikli hal mekânla ilgilidir ve aslında TCK 188’deki mekan ağırlaştırıcı sebebine paraleldir. Bunun dışında TCK 191’in bir nitelikli unsuru yoktur. Failin mesleği vs. cezayı etkilemez.


Uyuşturucu Suçlarında Etkin Pişmanlık (TCK 192)


TCK m.192, uyuşturucu suçlarına ilişkin etkin pişmanlık hükümlerini düzenler. Etkin pişmanlık, suçu işleyen kişinin gönüllü olarak suçla ilgili bilgi verip işbirliği yapması halinde cezasının indirilmesi veya tamamen kaldırılması esasına dayanır. Uyuşturucu suçlarında, hem ticaret suçu hem de kullanma suçu yönünden ayrı pişmanlık hükümleri öngörülmüştür. Bu madde, uyuşturucu suçlarına özgü bir “pişmanlık indirimi” sağlayarak, failleri suç ağını çözmek için itirafa teşvik etmektedir.


Uyuşturucu Ticareti Yapanlar İçin Etkin Pişmanlık (TCK 192/1 ve 192/3)


TCK 192/1: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçuna iştirak etmiş olan bir kişi, resmi makamlar suçu haber almadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucunun saklandığı veya imal edildiği yerleri yetkililere bildirirse hakkında cezaya hükmolunmaz​. Yani tam cezasızlık söz konusudur. Bunun için aranan şartlar:


  • İhbar, güvenlik güçleri veya Savcılık suçtan haberdar olmadan önce yapılmalı.

  • Bildirilen bilgiler, suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucunun ele geçirilmesini sağlamalı​. Bu, kanunun suçla mücadelede kullandığı güçlü bir teşvik yöntemidir.


TCK 192/3: Eğer suç zaten haber alındıktan (yani yakalandıktan, soruşturma başladıktan) sonra fail gönüllü olarak suçun ortaya çıkmasına veya diğer faillerin yakalanmasına hizmet ve yardım ederse, mahkeme vereceği cezada yaptığı yardımın niteliğine göre 1/4’ten 1/2’ye kadar indirim yapabilir​.


Uygulamada: Yargıtay kararlarında, etkin pişmanlıkla ilgili tartışmalar genelde şu eksendedir: Failin verdiği bilgi gerçekten olayı aydınlatmaya yaradı mı, yoksa zaten bilinen şeyleri mi söyledi? Eğer zaten kolluk tarafından bilinen bir şeyi söylüyorsa buna pişmanlık uygulanmaz. Gerçek bir yardım ve kolaylaştırma olması gerekir.


Uyuşturucu Kullanıcıları İçin Etkin Pişmanlık (TCK 192/2 ve 192/4)


Kanun, sadece satıcıları değil, kullanıcıları da pişmanlık konusunda teşvik etmektedir. TCK 192/2: Uyuşturucuyu kullanmak için satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, resmi makamlar haber almadan önce, temin ettiği kaynağı (kimden, nerede, ne zaman aldığını) yetkililere bildirip o satıcıların yakalanmasını veya uyuşturucunun ele geçirilmesini kolaylaştırırsa hakkında ceza verilmez​. Örneğin bir kullanıcı, polise gidip “ben şu şahıstan şu adreste esrar satın aldım” der ve polis o satıcıyı bu bilgiler sayesinde yakalarsa, kullanıcı ceza almaz.


TCK 192/4: Uyuşturucu kullanan kişi, eğer hakkında soruşturma başlatılmadan resmi makamlara veya bir sağlık kuruluşuna başvurup tedavi olmayı talep ederse, ceza verilmez​. Bu, bağımlılara yönelik bir düzenlemedir. Kişi “evet ben kullanıyorum, bağımlıyım, tedavi olmak istiyorum” diye kendi gider başvurursa, ona ceza yolunu kapatıp tedavi yolunu açıyor. Bu hüküm de oldukça insani ve sağduyulu bir yaklaşımdır.


Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


Uyuşturucu madde ticareti suçunun cezası kaç yıldır ve indirim mümkün mü?


Cevap: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun cezası, fiilin türüne göre değişir. Temel olarak, uyuşturucu imal, ithal, ihraç edenler için ceza 20 yıldan 30 yıla kadar hapis ve yüksek miktarda adli para cezasıdır​. Ülke içinde satmak, dağıtmak, nakletmek, depolamak gibi fiillerde ise ceza en az 10 yıl hapistir​. Ayrıca suçu ağırlaştıran haller varsa bu ceza artırılır. İndirim konusu ancak etkin pişmanlık ile mümkündür. Fail, yakalanmadan önce diğer suç ortaklarını ihbar ederse hiç ceza almayabilir​; yakalandıktan sonra işbirliği yaparsa cezasında 1/4–1/2 indirim alabilir. HAGB, Adli Para Cezasına Çevirme ve erteleme, ceza miktarları yüksek olduğundan uygulanamaz.


Uyuşturucu kullanma suçu ilk seferde hapis cezası gerektirir mi?


Cevap: Hayır, genellikle ilk defa uyuşturucu kullanırken yakalanan biri fiilen hapse girmiyor. TCK 191’e göre Savcılık, ilk yakalanmada 5 yıl süreyle kamu davasını erteleyip kişiyi denetimli serbestlik ve tedavi sürecine alıyor​​. Bu süre içinde kişi yükümlülüklere uyarsa, hiç ceza almadan dosyası kapanıyor​. Bu uygulama, halk arasında “denetimli serbestlik” olarak biliniyor. Ancak kişi bu şansı kötüye kullanır, programa uymaz veya tekrar yakalanırsa, o zaman hakkında dava açılır ve mahkeme 2-5 yıl arası hapis cezası verebilir​. Yine de mahkeme aşamasında bile, koşullar uygunsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya kısa hapis ise adli para cezasına çevirme gibi seçeneklerle kişi hapse girmeden süreç tamamlanabilir.


Denetimli serbestlik nedir, nasıl uygulanır ve ihlal edilirse ne olur?


Cevap: Denetimli Serbestlik, uyuşturucu kullanma suçundan yakalanan kişinin cezaevine girmeksizin toplum içinde denetlenmesi ve gerekiyorsa tedavi görmesi için uygulanan bir tedbiridir. Savcılık, kamu davasını 5 yıl erteleyince en az 1 yıl süreyle denetimli serbestlik kararı verir​. Kişi bu süre zarfında belirli aralıklarla denetimli serbestlik şubesine gider, uyuşturucu testi verir, eğitim programlarına katılır ve gerekiyorsa bir merkeze yatış yapmadan görüşmeler gerçekleştirir. İhlal durumunda (örneğin toplantılara gitmemek, testte pozitif çıkmak, tekrar uyuşturucu yakalatmak), denetimli serbestlik hükümlerince uyarılar yapar. 2. ihlalde dosya kapatılıp Savcılığa bildirilir. Savcı da bu durumda ertelemeyi kaldırıp dava açar​. İhlal yoksa ve kişi süreci başarıyla tamamlarsa, sürenin sonunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir ve hiç dava açılmaz​. İhlal edilirse ve dava açılırsa, kişi mahkeme tarafından yargılanır ve suç sabitse ceza alır.


Uyuşturucu madde bulundurma ile ticaret suçunu birbirinden nasıl ayırt ediliyor?


Cevap: Bu ayrım için en önemli ölçüt uyuşturucunun bulundurulma amacıdır​. Eğer kişi uyuşturucuyu kendi kullanımı için bulunduruyorsa bu TCK 191 kapsamına girer; eğer başkasına satmak, dağıtmak amacıyla bulunduruyorsa TCK 188 (ticaret) suçu oluşur. Ayırt etmek için Yargıtay bazı kriterler geliştirmiştir: Ele geçen maddenin miktarı (kullanım için makul sınırın çok üstünde ise ticaret sayılabilir)​​, paketlenme şekli (küçük dozlar halinde ayrı paketlenmişse ticaret şüphesi doğar)​, yanında hassas terazi, paket malzemesi bulunması (satış hazırlığı göstergesi)​, uyuşturucunun saklandığı yer (örneğin ev yerine ıssız bir depoda gömülmüşse şüphe çeker)​, failin başkalarına verme girişimi olup olmadığı (müşteri araması, pazarlık yapması vs.). Ayrıca yakalanan uyuşturucu çeşit olarak çok farklı ise (birkaç tür uyuşturucu beraber), bu da satış amacı gösterebilir​. Örneğin net 50 gram esrar ve kişisel kullanımına dair başka olumsuz belirti yoksa kullanma sayılabilir; ama 600 gram esrar 30’ar gramlık paketler halindeyse ticaret sayılabilir. Sınır durumlarda şüpheden sanık yararlanır ilkesi uygulanır​, yani kesin delil yoksa kullanma suçu kabul edilebilir.


Uyuşturucu kullanımını kolaylaştırma suçu (TCK 190) hangi durumlarda oluşur?


Cevap: Başkasının uyuşturucu kullanmasını kolaylaştıran veya özendiren davranışlar bu suçu oluşturur. Örneğin, uyuşturucu kullanmak isteyenlere özel bir mekan hazırlamak, gerekli malzemeleri sağlamak (190/1-a)​, kullanıcıların yakalanmaması için gözcülük yapmak veya önlem almak (190/1-b)​, uyuşturucu kullanım yöntemlerini öğretmek (190/1-c)​ bu suç kapsamındadır. Ayrıca, kitle iletişim araçlarıyla veya alenen uyuşturucuya özendirme de (190/2) aynı ceza ile yaptırıma tabidir​. Örneğin sosyal medyada “uyuşturucu kullanın, çok güzel” şeklinde paylaşımlar yapmak alenen özendirmedir. Ancak birlikte uyuşturucu kullanmak için bir araya gelen kişilerden biri sadece evini açtı diye otomatik olarak 190’dan sorumlu olmaz; özel kast aranır. Yargıtay kararları, sırf beraber içmenin değil, gerçekten kolaylaştırmak amacıyla ekstra fiiller yapmanın (düzenek kurma, özel yer ayarlama vb.) bu suçu oluşturacağını vurgulamıştır​​. Kısaca, amaç başkasının rahatça uyuşturucu kullanmasına imkân sağlamak veya toplumu bu yönde teşvik etmek olmalıdır.


Uyuşturucu suçlarında polis araması ve tutuklama kolay oluyor mu?


Cevap: Uyuşturucu suçları genellikle CMK’da sayılan “katalog suçlar” arasındadır. Özellikle uyuşturucu ticareti suçu (TCK 188) bu kapsamda olduğu için, polis aramaları, dinleme, teknik takip gibi tedbirlere rahatlıkla başvurabilir. Savcılık gerekli gördüğünde mahkeme kararıyla telefon dinleyebilir, gizli soruşturmacı kullanabilir. Üst araması ve ev araması için de genellikle makul şüphe bulunduğunda hakim kararları alınır; narkotik operasyonlarında sıkça arama yapılır. Tutuklama konusunda, uyuşturucu ticareti suçunda cezanın üst sınırı yüksek olduğu ve kaçma/delil karartma riski görüldüğü için tutuklama kararı verilmesi yaygındır. Kullanma suçunda ilk seferde tutuklama genelde olmaz. Ancak denetimli serbestlik ihlal edilmiş ve kişi ikinci kez yakalanmışsa, veya üzerinden çok miktarda madde çıkmışsa ve Savcı ticarete yormuşsa tutuklama da talep edilebilir.


Etkin pişmanlıktan yararlanmak için ne yapmak gerekiyor?


Cevap: Etkin pişmanlıktan yararlanmak için, suça karışmış kişinin gönüllü olarak yetkililere bilgi vermesi gerekir. Eğer kişi henüz yakalanmamışsa, derhal polise/Savcıya başvurup suç ortaklarını, uyuşturucunun depolandığı yerleri açıklamalı ki yakalamalar sağlanabilsin​. Bu şekilde davranırsa hiç ceza almaz. Eğer yakalanmış ise, mahkeme aşamasına kadar veya mahkemede de bu işbirliğini yapabilir; o zaman da hakim cezasında indirim uygulayacaktır​. Kullanıcıysa, kendisine uyuşturucu satanı ihbar ederek cezasızlığa ulaşabilir​. Veya kullanıcı, yakalanmadan önce “ben bağımlıyım, yardım istiyorum” diye resmi makama/sağlık kuruluşuna başvurursa yine ceza almaz​. Temel olarak, pişmanlık hükümlerinin işletilebilmesi için bilgi verme zamanlaması çok önemlidir: Yakalanmadan önce verilen bilgi cezasızlık getirir, yakalandıktan sonra verilen bilgi indirim getirir. Ve verilen bilginin işe yaraması, yani gerçekten suçun çözümüne katkı sunması şarttır. Boş veya yalan bilgiler pişmanlık sayılmaz. Avukatınızla görüşüp, neleri anlatmanızın size yarar sağlayacağını değerlendirmek en doğrusudur. Unutmayın, etkin pişmanlık bir haktır, mahkeme şartları oluştuğunda bunu uygulamak zorundadır.


Uyuşturucu suçundan yargılandım, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) alırsam sicilime geçer mi?


Cevap: HAGB kararı, hükmün açıklanmayıp 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasıdır. Eğer bir kişi uyuşturucu kullanma suçu nedeniyle mahkemeye çıktı ve diyelim ki 2 yıl hapis cezası alıp HAGB uygulandı; bu durumda kişinin adli siciline (sabıka kaydına) bu ceza işlenmez. Sadece adli sicilin arşiv kaydında hakim kararı şeklinde görünür, sabıka kaydı temiz çıkar. 5 yıl içinde yeniden kasten suç işlemezse, bu ceza hiç açıklanmayacak ve sanki hiç olmamış sayılacaktır. Yani HAGB sonunda kişi sabıka almamış olur. Uyuşturucu ticareti gibi ağır suçlarda HAGB uygulanamadığı için sabıka kaydı kaçınılmazdır, ancak kullanma gibi suçlarda HAGB imkanı vardır ve sicil bakımından avantajlıdır. Denetimli serbestlik süreci ise hiç dava açılmadığı için zaten sabıka oluşturmaz, GBT kayıtlarında “denetimli serbestlik tedbiri” olarak görünür ama adli sicile işlenmez.


Son Söz


Türk Ceza Kanunu’nda uyuşturucu suçları, imal ve ticaretinden kullanıcı düzeyine, özendirme fiillerinden pişmanlık hallerine kadar geniş bir yelpazede düzenlenmiştir. Bu suçlar için öngörülen cezalar oldukça ağır olmakla birlikte, özellikle kullanıcılar açısından ceza adalet sistemi rehabilitasyon odaklı yaklaşımı benimsemiştir. Uyuşturucu madde ticareti suçu (TCK 188) çok uzun hapis cezalarını ve neredeyse hiçbir erteleme imkânının olmamasını içerirken, kullanma suçu (TCK 191) bir şans tanıma ve tedavi mekanizması sunmaktadır.


Eğer bir kişi uyuşturucu suçuyla itham ediliyorsa, durumunun bu kapsamlı mevzuata göre doğru şekilde değerlendirilmesi çok önemlidir. Örneğin üzerinde yakalanan maddenin miktarı ve diğer deliller, onun “satıcı mı yoksa kullanıcı mı” olarak muamele göreceğini belirleyecektir. Uyuşturucu suçlarında bazen tek bir kelime, tek bir mesaj veya tek bir beyan bile büyük fark yaratmaktadır. Bu durumda alacağı cezanın yıllarca hapis veya denetimli serbestlikle kurtulma arasındaki fark büyük bir yelpazede değişmesine yol açar. Bu nedenle, böyle bir soruşturma veya dava konusu olduğunda, deneyimli bir ceza avukatından destek almak kritik önemdedir. Avukatla çalışmak müvekkilin lehine olan uygulamalardan (denetimli serbestlik, etkin pişmanlık, HAGB vs.) azami ölçüde faydalanılması ve aleyhe durumların asgariye indirilmesi için büyük önem arz etmektedir.




Comentarios

Obtuvo 0 de 5 estrellas.
Aún no hay calificaciones

Agrega una calificación
bottom of page