top of page

Sözleşme Nasıl Hazırlanır, Hazırlarken Nelere Dikkat Edilmeli

Güncelleme tarihi: 13 Nis


Sözleşme Hazırlama

Sözleşme Nedir


Sözleşmeler, taraflar arasında kurulacak hukuki ilişkinin şartlarını belirleyen, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen ve hukuk düzeni tarafından korunup yaptırıma bağlanabilen irade beyanlarının birleşmesiyle meydana gelen yazılı ya da sözlü anlaşmalardır.


Sözleşme Nasıl Hazırlanır


Bir sözleşme, iki veya daha fazla tarafın belirli bir konuda karşılıklı hak ve yükümlülükler üstlendiği, hukuken bağlayıcı bir anlaşmadır. Peki, sözleşme nasıl yapılır ve hazırlanırken hangi adımlar izlenmelidir? Öncelikle sözleşmenin geçerli olabilmesi için bazı temel unsurların mevcut olması gerekir: Tarafların karşılıklı rızası, sözleşme konusunun hukuka uygun ve belirli olması, tarafların fiil ehliyetine sahip olması ve sözleşme içeriğinin emredici hukuk kurallarına aykırı olmamasıdır​.


Bu temel koşullar sağlandıktan sonra, sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesi sözleşmeden doğabilecek hak kayıplarının önüne geçmesi açısından sözlü anlaşmalara oranla çok daha güvenlidir. Özellikle ticari ilişkilerde, kapsamlı ve net bir yazılı sözleşme hazırlanması, tarafların haklarını korumak ve ileride yaşanabilecek sorunları önlemek açısından kritik öneme sahiptir.


Bazı sözleşmeler ise yazılı şekil şartına sahiptir. Bu sözleşmeler yazılı şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli değildir. Örnek verecek olursak: gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, miras sözleşmesi ve tüketici kredisi sözleşmeleri gibi sözleşmeler yazılı şekil şartına tabidir.


Sözleşme hazırlama süreci, hak kaybı olmaması amacıyla dikkatli ve düzenli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Aşağıda, genel bir sözleşmeyi hazırlarken izlenebilecek adımlar verilmiştir. Bu adımlar hem bireysel sözleşmelerde hem de ticari sözleşmelerde geçerli olup, gerektiğinde ilgili sözleşmenin niteliğine göre uyarlanmalıdır:


Sözleşme Hazırlama Adımları


  1. Tarafların Tanıtılması: Sözleşmeye taraf olan kişilerin veya şirketlerin tam unvanları, adları, adresleri ve iletişim bilgileri sözleşme metninin başında belirtilir. Eğer taraflar tüzel kişi (şirket) ise, ticaret unvanı, vergi numarası veya MERSİS numarası ve yetkili temsilcilerinin adları yazılmalıdır​. Gerçek kişilerde T.C. kimlik numarası, adres ve gerekiyorsa iletişim bilgileri eklenir. Tarafların doğru şekilde tanımlanması, ileride kimlerin sorumlu olduğunun tereddütsüz belirlenmesini sağlar. Sözleşme metninde taraflar genellikle kısaltmalarla tanımlanır (örneğin “Alıcı” ve “Satıcı” veya “Hizmet Sağlayıcı” ve “Müşteri”) ve devamında bu kısaltmalar kullanılır​.


  2. Sözleşmenin Konusu ve Kapsamı: Sözleşmenin hangi amaçla yapıldığı, tarafların neyin üzerinde anlaştığı açıkça belirtilmelidir. Sözleşme nasıl hazırlanır sorusunun cevabında ilk noktalardan biri, anlaşmanın konusunun net ifade edilmesidir. Örneğin, bir hizmet sözleşmesinde sunulacak hizmetin türü, kapsamı ve niteliği; bir satış sözleşmesinde satılacak malın cinsi, miktarı ve özellikleri; bir kira sözleşmesinde kiralanan şeyin (örneğin taşınmazın) tanımı ayrıntılı olarak yazılmalıdır​. Sözleşmenin konusu belirsiz bırakılmamalı, mümkün olduğunca detaylandırılmalıdır. Gerekirse terimlerin karışıklığa yol açmaması için sözleşme başında bir Tanımlar bölümü eklenerek teknik kavramlar tanımlanabilir​. Örneğin, “Ürün”, “Hizmet”, “Teslimat Tarihi” gibi kavramlar sözleşmede sık geçiyorsa, bunların tam olarak neyi ifade ettiği tanımlar kısmında açıklanabilir.


  3. Tarafların Hak ve Yükümlülükleri: Sözleşmenin en önemli bölümlerinden biri, tarafların üstleneceği yükümlülüklerin ve sahip olacakları hakların düzenlenmesidir. Her bir tarafın ne yapmayı taahhüt ettiği tek tek belirtilmelidir. Örneğin, hizmet sözleşmelerinde hizmet sağlayıcı belirli bir işi zamanında ve belirlenen standartta yapmayı; müşteri ise bunun karşılığında ücreti ödemeyi taahhüt eder. Kira sözleşmelerinde kiraya veren, kiralananı sözleşme süresince kullanıma elverişli halde bulundurmayı taahhüt ederken; kiracı, kira bedelini zamanında ödemeyi ve kiralananı özenle kullanmayı üstlenir. Satış sözleşmelerinde satıcının temel yükümlülüğü malı zamanında ve sözleşmede belirtilen nitelikte teslim etmek, alıcının yükümlülüğü ise bedeli ödemek ve malı teslim almaktır. Çalışan-işveren (iş) sözleşmelerinde işçi, iş görme edimini (belirli işi yapmayı) kabul ederken; işveren de ücret ödeme, işçiye gerekli çalışma koşullarını sağlama gibi yükümlülükler üstlenir. Tüm bu hak ve yükümlülükler sözleşmede dengeli ve anlaşılır şekilde yer almalıdır. Belirsiz ifadelerden kaçınılmalı, gerektiğinde madde madde listelenmelidir​. Örneğin: “Satıcı, ürünleri belirtilen tarihte eksiksiz teslim edecektir. Alıcı, teslimattan sonra 7 gün içinde ayıpları yazılı olarak bildirme hakkına sahiptir” gibi hükümler net bir şekilde yazılmalıdır.


  4. Süre ve Tarihler: Sözleşmenin süresi belirlenmelidir. Bazı sözleşmeler belirli süreli (örneğin 1 yıllık kira sözleşmesi gibi), bazıları belirsiz süreli olabilir. Hizmet veya iş sözleşmelerinde işin ne zaman başlayıp biteceği ya da sürekli bir hizmetse hangi aralıklarla verileceği belirtilmelidir. Kira sözleşmelerinde başlangıç ve bitiş tarihleri, yenileme koşulları ve gerekiyorsa bildirim süreleri (fesih bildirim süreleri) açıkça yazılmalıdır​. Özellikle kira sözleşmelerinde, sözleşme tarihi ile kira başlangıç tarihinin farklı olabileceği unutulmamalı; her ikisi de gerekli yerlerde belirtilmelidir​. Ticari sözleşmelerde de projenin veya işin takvimi, teslim tarihlerinin takibi için teslimat programı ekleriyle desteklenebilir​. Örneğin, bir ekipman satışında, teslimatın aşamaları ve tarihleri “Ek-... Teslimat Takvimi” olarak sözleşmeye eklenebilir​.


  5. Ücret/Bedel ve Ödeme Koşulları: Sözleşme karşılığında ödenecek bedel net olarak belirtilmelidir. Bu bedelin tutarı, para birimi, KDV dahil olup olmadığı gibi hususlar yazılmalıdır. Ödemenin ne zaman ve nasıl yapılacağı da (peşin, taksitli, teslimatta, belli periyotlarla vb.) açıkça düzenlenmelidir​. Özellikle ticari sözleşmelerde ödeme koşulları detaylı olarak ele alınır: Fatura kesim süreleri, havale/ EFT bilgileri, geç ödeme halinde uygulanacak gecikme faizi oranı gibi noktalar sözleşmeye eklenmelidir. Örneğin, “Hizmet bedeli aylık ... TL olup, her ayın 5’ine kadar banka havalesi ile ödenecektir. Ödemenin gecikmesi halinde, aylık %... gecikme faizi uygulanacaktır.” şeklinde bir madde, olası ihtilafların önüne geçer. Ticari sözleşmelerde taraflar tacir ise, Türk Ticaret Kanunu uyarınca uygulanacak temerrüt faizi oranlarını da göz önünde bulundurmak gerekir. Ayrıca alım-satım sözleşmelerinde, taraflar avans ödemesi öngörmüşlerse, avansın tutarı ve şartları, gerekiyorsa avans teminatının verilip verilmeyeceği kararlaştırılmalıdır.


  6. Teslimat ve İfa Şekli: Eğer sözleşme bir mal teslimini veya bir işin ifasını içeriyorsa, bunun nasıl yapılacağı detaylandırılmalıdır. Satış ve tedarik sözleşmelerinde malların nerede ve nasıl teslim edileceği, teslim anında tutanak tutulup tutulmayacağı, nakliye ve paketleme masraflarını kimin karşılayacağı gibi noktalar belirtilir​. Örneğin, bir ürün satış sözleşmesinde “Ürünler alıcının ... adresine kadar satıcı tarafından taşınacak ve teslim edilecektir. Nakliye masrafları satıcıya aittir. Teslimatta, taraflarca bir teslim tutanağı imzalanacaktır.” gibi bir hüküm konulabilir. Hizmet sözleşmelerinde ise hizmetin nerede, hangi standartlarda sunulacağı, varsa ara rapor veya çıktılar, hizmetin kabul kriterleri yazılabilir. İş sözleşmelerinde işin ifa yeri (işyeri adresi) ve çalışma şartları da bu kapsamdadır. Örneğin, “Çalışanın iş görme edimini yerine getireceği adres ... olup, haftalık ... saat çalışma süresine riayet edilecektir” ifadesi hem ifa yerini hem de çalışma süresini netler. Kira sözleşmelerinde kiralananın teslim tarihi, hali hazır durumu ve iade şekli (örneğin boyalı teslim edildi, boş teslim alınacak vb.) belirtilmelidir​.


  7. Cezai Şartlar ve Teminatlar: Tarafların sözleşmeye aykırı davranması halinde uygulanacak yaptırımlar önceden sözleşmede kararlaştırılabilir. Örneğin, bir işi belirli sürede tamamlamayan yükleniciye günlük gecikme cezası konabilir veya sözleşmeye aykırılık durumunda belli bir tazminat öngörülebilir. Bu tür cezai şart hükümleri Türk Borçlar Kanunu’na göre geçerlidir ve ileride sorun yaşamamak için makul düzeyde tutulmalıdır. Özellikle ticari sözleşmelerde işin ehemmiyetine binaen cezai şartlar sıkça kullanılır (ör. sır saklama yükümlülüğünün ihlaline karşı belli bir cezai şart). Ayrıca büyük ölçekli ticari sözleşmelerde teminat alınması da söz konusu olabilir. Örneğin, kira sözleşmelerinde depozito alınması ve bunun akıbeti sözleşmede düzenlenir; inşaat veya tedarik sözleşmelerinde teminat mektubu verilmesi istenebilir​. Teminatın türü, tutarı ve ne zaman iade edileceği gibi hususlar mutlaka açık olmalıdır. (Örneğin: “Satıcı, aldığı avans ödemesi karşılığında ... tutarında avans teminat mektubunu Alıcı’ya sunacaktır​. İş bu teminat, projenin başarıyla tamamlanması halinde iade edilecektir.”)


  8. Sözleşmenin Sona Ermesi (Fesih ve İptal Koşulları): Taraflar arasındaki sözleşmenin hangi hallerde ve nasıl sona ereceği düzenlenmelidir. Belirli süreli sözleşmeler kendi süresi bitince sona erer, ancak süre bitiminde yenileme veya uzatma şartları sözleşmeye yazılabilir. Belirsiz süreli sözleşmelerde fesih bildirimi ile sözleşmeye son verme usulleri yer almalıdır (örneğin belirli bir önel vererek fesih hakkı). Ayrıca sözleşmeye aykırılık durumunda haklı fesih imkânı tanıyan hükümler eklenmesi yararlıdır. Örneğin, “Taraflardan biri, diğer tarafın işbu sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde, ... gün yazılı süre vererek bu ihlalin giderilmesini talep edebilir; ihlal giderilmezse sözleşmeyi tek taraflı feshedebilir” şeklinde bir madde konulabilir​. Kira sözleşmelerinde fesih ihbar süreleri ve şekli (yazılı bildirim gibi) mutlaka belirtilmelidir​. İş sözleşmelerinde ise İş Kanunu’nda öngörülen fesih bildirim süreleri ve tazminat hakları gözetilerek hükümler konmalıdır. Sözleşmenin feshi durumunda tarafların mevcut durumda ne yapacağı (örneğin teslim edilmiş fakat ödenmemiş malların iadesi, kullanılmamış hizmet bedelinin iadesi gibi) düzenlenebilir.


  9. Mücbir Sebep: Mücbir sebep, tarafların kontrolü dışında gelişen ve sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeyi imkânsız kılan olayları ifade eder (örneğin doğal afetler, savaş, kanuni engeller gibi). İyi hazırlanmış sözleşmelerde, mücbir sebep hali ve bunun sonuçları düzenlenir. Bu kapsamda, mücbir sebep durumunda yükümlülüklerin askıya alınacağı, sürecin uzatılacağı veya belli bir süre aşılırsa taraflardan birinin sözleşmeyi feshedebileceği gibi hükümler koyulabilir​. Örneğin: “Mücbir sebep halinin 30 günden fazla sürmesi durumunda taraflar sözleşmeyi tazminatsız feshedebilir.” şeklinde bir hüküm, taraflara olağanüstü durumlar için çıkış yolu sağlar. Ayrıca mücbir sebebin bildirim usulü de (hangi sürede ve nasıl bildirileceği) belirtilmelidir.


  10. Uyuşmazlıkların Çözümü (Yetkili Mahkeme / Tahkim): Sözleşmeden doğacak ihtilafların hangi yolla çözüleceği kararlaştırılmalıdır. Çoğu sözleşmede, yetkili mahkeme ve hukuk maddesi bulunur. Örneğin, taraflar sözleşme ile ilgili doğacak uyuşmazlıklarda belirli bir şehirdeki mahkemelerin yetkili olacağını kabul edebilir​. Ticari sözleşmelerde sıkça “... Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir” ifadesi yer alır​. Eğer taraflar tahkim gibi alternatif bir uyuşmazlık çözüm yolu istiyorsa, bu da madde halinde yazılmalı ve tahkim kuralları, süresi gibi detaylar belirtilmelidir. Örneğin uluslararası bir ticari sözleşmede, “Uyuşmazlıklar Milletlerarası Tahkim Kuralları uyarınca tahkim yoluyla çözülecektir ve tahkim yeri Ankara'dır” gibi bir hüküm görülebilir. Yurt içi sözleşmelerde genellikle Türk Hukuku’nun uygulanacağı ve belirli yer mahkemelerinin yetkili olacağı belirtilir. (Not: Tüketici ile yapılan sözleşmelerde, tüketicinin yerleşim yerindeki mahkeme genellikle yasal olarak da yetkilidir, bu gibi zorunlu haller göz önünde bulundurulmalıdır.)


  11. İmza, Yürürlük ve Ekler: Sözleşmenin sonunda, tarafların anlaşmayı okuyup anladıklarını ve kabul ettiklerini göstermek için imza kısımları bulunur. İmza için yeterli alan bırakılmalı ve tarafların (ve varsa tanıkların veya kefillerin) imzalaması sağlanmalıdır. Eğer taraf bir şirket ise, şirketi temsile yetkili kişinin (müdür, yetkili temsilci veya vekil) imza attığından emin olunmalıdır. Yetkili imza olmaması durumunda, sözleşme şirket açısından bağlayıcı olmayabilir. Bu nedenle ticari sözleşmelerde şirket kaşesi ve imza sirkülerine uygun imza atılması kritik bir detaydır. İmzaların yanına tarih atılması da faydalıdır. Ayrıca, sözleşmenin yürürlük tarihi belirtilmeli (genellikle imza tarihiyle aynı olur, ancak bazen farklı bir yürürlük tarihi öngörülebilir) ve birden fazla nüsha düzenlenmişse bunların her birinin geçerli olduğu ifade edilmelidir (örneğin “İşbu sözleşme 2 nüsha olarak düzenlenmiş olup, bir nüshası Alıcı’ya, bir nüshası Satıcı’ya verilmiştir”). Sözleşmeye ekli belgeler veya ekler varsa, bunlar da metinde anılmalı ve liste halinde belirtilmelidir (örn: fiyat listesi, teknik şartname, çizimler, vs. Ek-1, Ek-2 diye sıralanır). Taraflar eklerin de imzalı olduğunu veya sözleşmeyle birlikte geçerli olduğunu belirtmelidir.


Yukarıdaki adımlar, genel olarak bir sözleşmenin nasıl hazırlanacağı konusunda rehberlik eder. Her sözleşme, konusuna ve tarafların ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilir. Örneğin, çok teknik bir konuda hazırlanan ticari sözleşmelerde “Tanımlar” kısmı oldukça geniş tutulup teknik terimler tek tek açıklanabilirken; basit bir kira sözleşmesinde tanımlar yerine doğrudan pratik maddeler yazılabilir. Önemli olan, sözleşmenin kapsamlı fakat anlaşılır olması, ileride tarafların bakarak haklarını ve yükümlülüklerini kolaylıkla tespit edebilmesidir.


Sözleşme Hazırlarken Nelere Dikkat Edilmelidir


Sözleşme hazırlamak için sadece tarafların anlaştıklarını yazıya dökmek yeterli değildir; aynı zamanda hukuki açıdan doğru ve ileride sorun çıkarmayacak bir metin oluşturmak gerekmektedir. Sözleşme hazırlarken dikkat edilmesi gerekenler, yapılacak hataların önüne geçmek ve tarafları korumak açısından hayati önem taşır. Aşağıda, sözleşme düzenlerken göz önünde bulundurulması gereken başlıca noktalar ve sık yapılan hatalar listelenmiştir:


  • Açık ve net bir dil kullanın: Sözleşme metni, her iki tarafın da kolaylıkla anlayabileceği şekilde kaleme alınmalıdır​. Muğlak ifadeler, ileride farklı yorumlara yol açıp uyuşmazlık yaratabilir. Belirsiz ya da genel ifadelerden kaçının. Örneğin, “iş bu sözleşme gereği gerekli görüldüğünde uygun önlemler alınacaktır” gibi muğlak bir cümle yerine, hangi önlemlerin kim tarafından alınacağını somut olarak yazılmalıdır. Teknik terimler veya kısaltmalar kullanıyorsa, bunların anlamını ya herkesin bileceği şekilde yaygın terimler arasından seçilmeli ya da “Tanımlar” bölümünde açıklamanız gerekmektedir. Dilbilgisi ve imla hatalarından arındırılmış, noktalama işaretlerine dikkat edilmiş bir metin hazırlamak da önemlidir; zira bir virgülün yeri bile bazen anlamı değiştirebilir.


  • Kapsamlı ve eksiksiz bir metin oluşturun: Sözleşmede ele alınmamış boşluklar kalmamalıdır. Tarafların üzerinde anlaştığı tüm hususlar mutlaka yazıya dökülmelidir. Örneğin, bir hizmet sözleşmesinde gizlilik önemli ise, ayrıca bir gizlilik maddesi eklenmelidir. Nitekim pek çok kapsamlı sözleşmede “Gizlilik” başlıklı bir madde bulunur veya ayrı bir Gizlilik Sözleşmesi (NDA) eklenip atıf yapılır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, varsa cezai şart, teminat, ek gibi unsurlar da metinde düzenlenmelidir. Tarafların özellikle müzakere ettiği ve uzlaştığı konuları atlamamak gerekir. “Nasıl olsa anlaştık, yazmasak da olur” demek, ileride sorun yaratabilir; çünkü söz uçar, yazı kalır. Bir konunun sözleşmede düzenlenmemesi halinde, Türk Borçlar Kanunu ve ilgili diğer kanunların genel hükümleri uygulanır; ancak bu genel hükümler her zaman tarafların özel durumuna uygun sonuç vermeyebilir. Bu yüzden, önemli gördüğünüz her noktayı sözleşmeye dahil edin.


  • Mevzuata uygunluk ve güncellik: Sözleşme hazırlanırken yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere aykırı hükümler konulmamalıdır. Örneğin, İş Kanunu’na tabi bir iş sözleşmesinde işçinin temel haklarını (asgari ücret, haftalık çalışma saati, yıllık izin vs.) ortadan kaldıran hükümler geçersiz olacaktır. Tüketici sözleşmelerinde tüketiciyi haksız şartlarla bağlayan maddeler yazılsa bile hükümsüz sayılabilir (6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereği). Kira sözleşmelerinde kira artış oranı yasal sınırların üzerinde kararlaştırılırsa, kanunun emredici hükmü geçerli olur (örneğin konut kira artışlarında bir dönem için getirilen tavan oranlar gibi). Bu nedenle, sözleşme maddeleri yazılırken güncel mevzuata uygun olduğundan emin olun. Tereddütlü durumlarda profesyonel hukuki danışmanlık almak gerekir​. Ayrıca, bazı sözleşmeler şekil şartına tabidir: Örneğin, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri noterde yapılmazsa geçersizdir; iş sözleşmeleri eğer bir yıldan uzun süreli ise yazılı yapılması kanunen zorunludur​. Bu tür yasal gereklilikleri dikkate alarak sözleşmeyi hazırlamak gerekmektedir. Gerektiğinde resmi şekilde (noter huzurunda) imza veya kayıt gibi işlemleri yapmanız daha çok lehinize olur. Unutmayın, usulüne uygun hazırlanmayan bir sözleşme, tarafların niyetini yansıtmayabilir veya mahkemede geçerli bir delil niteliği kazanmayabilir​.


  • Tarafların denge ve çıkarlarını gözetin: Sözleşme hazırlanırken tek taraflı, adil olmayan hükümler koymaktan kaçının. Elbette her taraf kendi çıkarını maksimize etmek ister; ancak aşırı dengesiz sözleşmeler güvensizlik yaratır ve anlaşmazlığa davetiye çıkarır. Özellikle ticari sözleşmelerde, tarafların uzun vadeli iş ilişkisine zarar vermeyecek bir denge bulunması önemlidir. Örneğin, sadece karşı tarafa yükümlülük yükleyen, tek tarafa sınırsız hak tanıyan maddeler karşı tarafça kabul edilmeyebilir veya zorlama ile kabul ettirilse bile ileride yargı yoluyla geçersiz kılınabilir (özellikle tüketici ve işçi lehine yorum ilkeleri uyarınca). Basiretli tacir ilkesi gereği, tacirlerin (esnafların/şirketlerin) iş yaparken öngörülü ve adil davranması beklenir; bu ilke gereğince ticari sözleşmelerde profesyonel bir yaklaşım gösterilmeli, ileride doğacak her iki tarafı da etkileyebilecek riskler adil şekilde dağıtılmalıdır​ Örneğin, mücbir sebep durumunda sözleşmeyi kimin feshedebileceği veya zararın nasıl paylaşılacağı adil bir zeminde belirlenmelidir.


  • Gizlilik ve veri korumasına özen gösterin: Taraflar arasında paylaşılan gizli bilgiler veya kişisel veriler söz konusu ise, bunların korunmasına dair hükümler mutlaka eklenmelidir. Özellikle hizmet sözleşmelerinde (örneğin bir yazılım geliştirme, danışmanlık veya güzellik salonu sözleşmesi) hizmet sağlayıcı, işini yaparken müşteriyle ilgili bazı hassas bilgilere erişebilir. Bu durumda “Gizlilik” maddesi ekleyerek tarafların, birbirlerinin ticari sırlarını veya kişisel verilerini koruma yükümlülüğü altına girdiğini belirtmek gerekir. Hatta gerekirse ayrı bir Gizlilik Sözleşmesi (Non-Disclosure Agreement, NDA) imzalanıp asıl sözleşmeye atıf yapılabilir. Nitekim örnek sözleşmelerde gizlilik maddelerinin bulunduğunu görüyoruz​. Türkiye’de kişisel verilerin korunması kanunu (KVKK) da göz önünde bulundurularak, sözleşmede kişisel veri paylaşımı olacaksa bunun hukuka uygun yollarla yapılacağı ve sadece amaçla sınırlı kalacağı ifade edilmelidir. Bu tip hükümler, ileride ortaya çıkabilecek güven ihlali iddialarının önüne geçer ve taraflar arasındaki güveni pekiştirir.


  • Değişiklik ve güncelleme mekanizması öngörün: Özellikle uzun soluklu veya süreklilik arz eden sözleşmelerde (örneğin sürekli hizmet sözleşmeleri, tedarik anlaşmaları, iş sözleşmeleri) zaman içinde şartların değişebileceğini unutmayın. Sözleşme hazırlanırken, tarafların ileride anlaşarak sözleşme şartlarını güncelleyebileceği bir yöntem belirlenmelidir. Genellikle sözleşmelere “Bu sözleşmede yapılacak değişiklikler yazılı şekilde ve tarafların imzasıyla yapılmadıkça geçerli olmaz” şeklinde bir madde konur. Bu, sözleşmenin tek taraflı veya sözlü şekilde değiştirilmesinin önüne geçer. Ancak aynı zamanda, her iki tarafın mutabakatıyla yazılı değişiklik yapabileceğini de belirtmiş olur. Böylece iş ilişkisi devam ederken ortaya çıkabilecek yeni durumlara karşı sözleşmeyi tamamen feshedip yeniden yapmak yerine, ek protokollerle değişiklik imkanı yaratılır. Örneğin bir hizmet sözleşmesinde, hizmetin kapsamı genişlerse ek ücret ve kapsam için taraflar bir ek protokol imzalayabilir; bunu kolaylaştırmak için ana sözleşmede böyle bir değişiklik prosedürünün varlığı yararlıdır​.


  • İmzalar ve yetki kontrolü: Sözleşmenin geçerliliği için doğru kişiler tarafından imzalanması şarttır. Özellikle şirket adına imza atacak kişinin temsil yetkisi olmalıdır. Sözleşme imzalanırken, imza atacak kişilerin unvanlarını ve imza yetkilerini kontrol etmek önemlidir. Örneğin, A şirketi adına pazarlama müdürü yerine, şirketin resmi temsilcisi olan genel müdür veya vekaletname ile yetki verilmiş biri imza atmalıdır. Aksi halde, sözleşme şirket açısından bağlayıcı olmayabilir. Gerçek kişiler kendi adlarına imza atacakları için burada sorun genelde olmaz, ancak onlar da sözleşmeyi bizzat imzalamalı veya yetkilendirdikleri vekil (noterden vekaletnamesi olan) imzalamalıdır. İmza tamamlandıktan sonra, her tarafın imzalı bir nüshayı aldığından emin olun (tercihen ıslak imzalı olarak). İleride “Benim imzam yoktu” gibi iddiaların önüne geçmek için bu basit ama önemli adıma dikkat edin. Ayrıca, imza tarihine dikkat edilmeli; eğer sözleşme bir tarihte yürürlüğe girecekse, o tarih de belirtilmelidir. Noter onayı gerektiren bir durum varsa, gerekli prosedürleri yerine getirmek gerekir. Genel olarak Türk hukukunda sözleşmeleri noterde tasdik ettirmek zorunlu değildir; fakat noter tasdiki, ileride sözleşmenin inkârını veya imzadaki sahtecilik iddialarını önlemek için faydalı olabilir​. Örneğin, araç kiralama sözleşmeleri, gayrimenkul kira sözleşmeleri gibi önemli akitler noterde yapılırsa, taraflar her sayfayı imzaladığı için güçlü delil haline gelir.


  • Sık yapılan hatalardan kaçının: Sözleşme hazırlarken bazı yaygın hatalar vardır ki bunlar ciddi sorunlara yol açabilir. Aşağıda, bu hatalardan bazıları ve kaçınma yolları özetlenmiştir:

    • Eksik bilgi bırakmak: Taraflar veya sözleşme konusu hakkında eksik bilgi girmek büyük bir hata olabilir. Örneğin sözleşmede tarafın adresini yanlış yazmak, tebligatların yanlış yere gitmesine neden olur. Kira sözleşmelerinde adresler özellikle önemlidir; zira kanunen adres değişikliği bildirilmezse sözleşmedeki adrese yapılan tebligat geçerli sayılır​. Bu yüzden, taraf bilgileri ve sözleşme konusu (mal/hizmet tanımları) tam ve doğru olmalıdır.


    • Şablon sözleşmeyi körü körüne kullanmak: İnternetten bulunan bir ticari sözleşme örneği ya da eski bir sözleşme metnini gelişi güzel kopyalayıp kullanmak risklidir. Her işin ve anlaşmanın kendine özgü yönleri vardır. Başka bir duruma göre hazırlanmış bir sözleşme örneği, sizin durumunuzda önemli boşluklar veya uyumsuz hükümler barındırabilir. Elbette, genel bir sözleşme örneği inceleyerek fikir edinebilirsiniz; ancak bu örneği mutlaka kendi ihtiyaçlarınıza göre uyarlamalısınız. Örneğin, güzellik salonu için bir hizmet sözleşmesi hazırlarken, bir yazılım hizmet sözleşmesinden kopyaladığınız hükümler gereksiz veya anlamsız olabilir. Bu nedenle, her maddeyi gözden geçirip gereksiz olanları çıkarmak, eksik kalanları eklemek gerekir.


    • Kanuna aykırı veya imkansız hükümler koymak: Tarafların serbestisi geniştir ancak sınırsız değildir. Kanunun yasakladığı veya emredici hükme aykırı şartlar koymak sözleşmeyi kısmen veya tamamen geçersiz kılabilir. Örneğin, bir kira sözleşmesinde “kiracı hiçbir surette dava açamaz” gibi bir hüküm geçersizdir, zira kimse yargı yolunu peşinen kapatamaz. Yine, iş sözleşmesinde “işçi fazla mesai ücreti talep etmeyecektir” şeklinde bir madde, işçinin kanuni hakkını ortadan kaldırmaya yönelik olduğu için hükümsüz sayılır. Ayrıca fiilen imkansız taahhütler vermek de anlamsızdır (örneğin “taraf A, 1 günde Türkiye’deki tüm şubeleri açacaktır” gibi gerçekleşmesi mümkün olmayan bir vaadi yazmak, sadece kağıt üstünde kalır). Bu tür hatalı maddeler yazmamaya dikkat edin; konusunda uzman bir avukata danışarak hareket edin.


    • Çelişkili maddeler bulundurmak: Sözleşmenin bir bölümünde söylediğiniz bir şey, başka bir bölümünde farklı şekilde belirtilirse ciddi sorun çıkar. Örneğin 5. maddede “Ödeme peşin yapılacaktır” deyip, 10. maddede “Ödeme taksitle yapılabilir” demek açık bir çelişkidir. Sözleşme metnini tamamladıktan sonra baştan sona tutarlılık kontrolü yapın. Aynı konuyu düzenleyen maddelerin uyum içinde olmasına özen gösterin. Eğer önceki bir maddeyi sonradan değiştirdiyseniz, metnin başka yerlerinde buna atıf yapan kısımları da güncelleyin.


    • İmza sayfalarını eksik bırakmak: Bazı uzun sözleşmelerde taraflar her sayfayı paraflar, son sayfayı imzalar. Bu, sonradan sayfa eklenip çıkarılmasını önlemek içindir. Eğer böyle bir uygulama kararlaştırıldıysa, gerçekten her sayfanın paraflandığından emin olun. Aksi takdirde, imzasız sayfalardaki hükümlerin sonradan değiştirildiği iddiası gündeme gelebilir. En iyisi, her sayfayı tarafların kısaca imzalaması (paraf) ve son sayfada tam imzaların bulunmasıdır. Ayrıca bir nüsha da karşı tarafa verilmelidir. Tek nüsha sizde kalırsa, karşı taraf “ben aslını görmedim, içeriği bu değildi” diyebilir.


    • Noter onayı/damga vergisi gibi formaliteleri unutmak: Her ne kadar çoğu sözleşme adi yazılı şekilde geçerli olsa da, bazı sözleşmeler resmi şekil gerektirir (mesela gayrimenkul satış vaadi, kefalet sözleşmesi gibi). Örneğin bir kefalet (kefil olma) sözleşmesinde, kefilin sorumlu olacağı tutarı kendi el yazısıyla yazmaması, kefaleti hükümsüz kılar (TBK m.603). Keza, gayrimenkul satış sözleşmeleri ancak tapuda resmi memur önünde yapılabilir. Bunlar uç örnekler; ancak bunların dışında da sözleşmenizin damga vergisi ödeme yükümlülüğü doğabilir. Türkiye’de yapılan her yazılı sözleşme, belli bir oranda damga vergisine tabidir ve bu verginin ödenmesi gerekir. Damga vergisinin ödenmemiş olması, sözleşmenin geçerliliğini etkilemez ancak mahkemede sözleşmeyi delil olarak kullanırken verginin ödenmiş olması şartı aranır. Dolayısıyla önemli ticari sözleşmelerde damga vergisinin yatırılması ve makbuzun saklanması da atlanmaması gereken bir husustur. Bu tip yasal formaliteleri de gözden kaçırmamak, sözleşme yaparken dikkat edilmesi gerekenler arasında yer alır.


Yukarıdaki noktalar, sağlıklı ve hukuki açıdan sağlam bir sözleşme hazırlamak için kritik önemdedir.


Ticari Sözleşmeler Nasıl Hazırlanır


Ticari sözleşmeler, en az bir tarafın ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığı, genellikle şirketler veya tacirler arasındaki sözleşmelerdir. Bu sözleşmelerde, miktarlar daha büyük, hükümler daha ayrıntılı ve hukuki riskler daha yüksek olabileceğinden, hazırlık aşamasında ekstra özen göstermek gerekir. Aslında ticari sözleşmeler de genel sözleşme ilkelerine tabidir; ancak Türk Ticaret Kanunu’nun ve ilgili diğer ticari mevzuatın getirdiği bazı özel düzenlemeler de dikkate alınmalıdır. Örneğin, ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi oranları, protesto, mutad teamül (ticari örf ve âdet) gibi kavramlar, tacir olmayan kişilerin yaptığı sözleşmelere kıyasla farklılık gösterebilir. Yine de, özünde ticari sözleşmeler için de yukarıda saydığımız tüm unsurlar (taraflar, konu, bedel, fesih vs.) geçerlidir.


Ticari sözleşmeler hazırlanırken ayrıca şu noktalara dikkat edilmelidir:


  • Türkçe olması: Yapılan sözleşmelerde yabancı dil kullanması ileride oluşabilecek bir uyuşmazlık durumunda çeviri hatası, kelimelerin birden fazla anlama gelebilmesi durumu gibi konularda hak kaybına neden olabilir. Bu nedenle dil olarak yabancı dil tercih ediliyorsa, sözleşmenin Türkçe tercümesi de yapılmalı ve taraflarca imzalanmalıdır. Birden fazda dilde sözleşme düzenleniyorsa, hangi dilin esas alınacağı belirtilmelidir. Ticari sözleşmelerde dil konusu, olası çeviri hatalarını ve anlaşmazlıklarını önlemek için baştan netleştirilmelidir.


  • Ticari teamüller: Bazı sektörlerde yerleşik uygulamalar (teamüller) vardır. Ticari sözleşme hazırlanırken, içinde bulunulan sektörün genel uygulamalarına tamamen aykırı hükümler koymak ileride sıkıntı çıkarabilir. Örneğin, inşaat sektöründe sözleşmelere genelde belirli oranda gecikme cezası konur; eğer siz sözleşmenize hiç gecikme cezası koymazsanız veya fahiş bir ceza koyarsanız, bu teamüle aykırı olabilir. Mahkemeler de teamülleri dikkate alabilir. O nedenle, sözleşme taslağı hazırlarken benzer ticari sözleşme örneklerine bakmak, sektörde genel kabul gören şartları incelemek faydalı olacaktır. Ticari sözleşme örnekleri, bu bakımdan yol gösterici olabilir ancak yukarıda belirttiğimiz gibi birebir kopyalanmamalı, sadece referans alınmalıdır.


Aşağıda, en sık karşılaşılan sözleşme türlerinin hazırlanmasına dair bazı hususlar ele alınmıştır.


A- Hizmet Sözleşmeleri (Hizmet Sunumu Sözleşmeleri) Nasıl Yazılır


Hizmet sözleşmeleri, bir tarafın (hizmet sağlayıcı) belirli bir hizmeti sunmayı, diğer tarafın (hizmet alan/müşteri) da bunun karşılığında bedel ödemeyi taahhüt ettiği sözleşmelerdir. Bu kategori oldukça geniştir: bir güzellik salonunun müşterilerine sunduğu hizmetten tutun, bir yazılım firmasıyla yapılan danışmanlık anlaşmasına, bakım-onarım sözleşmelerine kadar pek çok ilişki bu kapsama girer​. Hizmet sözleşmesi hazırlanırken dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:


  • Hizmetin tanımı ve kapsamı: Sunulacak hizmetin ne olduğu, sınırları, kalite standartları ayrıntılı şekilde tanımlanmalıdır. Örneğin, bir güzellik salonu ile müşteri arasındaki sözleşmede hangi uygulamaların (hizmetlerin) verileceği, seans sayıları, her bir seansın süresi, kullanılacak ürünlerin genel özellikleri belirtilebilir. Bir danışmanlık sözleşmesinde ise danışmanın ayıracağı süre, teslim edeceği raporlar, bulunacağı yer (uzaktan veya yerinde hizmet) gibi konular tanımlanır. Hizmetin kapsamı net olmazsa, sonradan “bu benim işim değildi” gibi uyuşmazlıklar yaşanabilir. Bu yüzden, hizmet sözleşmesi nasıl yazılır sorusunun ilk cevabı: kapsamı asla muğlak bırakmayın. Gerekiyorsa, kapsam dışı kalan işleri de ayrıca belirtin (örn: “Bakım anlaşması, donanım parçalarının değiştirilmesini kapsamaz, sadece işçilik hizmetini kapsar” gibi).


  • Süre ve zamanlama: Hizmet sürekli bir faaliyet mi, yoksa belirli bir proje bazlı mı? Buna göre süre belirtilmelidir. Süreklilik arz eden hizmetlerde (örneğin bir yıl boyunca aylık dijital pazarlama hizmeti verme gibi) başlangıç ve bitiş tarihleri, yenileme koşulları yazılmalıdır. Belirli bir sonucun teslimine dayalı hizmetlerde (örneğin bir web sitesi yapımı), teslim tarihi veya takvimi belirtilmelidir. Gecikme olması halinde ne olacağı (ihtar, ek süre, fesih, ceza vs.) kararlaştırılabilir. Hizmet belirli periyotlarla ifa edilecekse (haftada şu kadar gün, ayda şu kadar saat gibi) sözleşmede buna yer verilmelidir.


  • Hizmet bedeli ve ödeme: Hizmet karşılığında ödenecek bedelin tutarı ve ödeme planı netleştirilmelidir. Hizmet bedeli paket fiyat olabilir veya saatlik/aylık ücret şeklinde olabilir. Örneğin bir danışmanlık için “ayda ... saat danışmanlık, aylık ... TL” ya da bir güzellik hizmeti için “... seanslık paket bedeli ... TL” gibi. Ödeme peşin mi, taksitli mi, hizmet sonunda mı yapılacak? Hizmet alanın sonradan “ücreti bu kadar yüksek anlaşmamıştım” gibi uyuşmazlıklar yaşanmaması için fiyat ve ödeme şartları açık olmalıdır​. Ayrıca, bazı hizmet sözleşmelerinde masrafların karşılanması konusu da çıkar (seyahat masrafı, malzeme masrafı gibi); bunların kimin tarafından karşılanacağı belirtilmelidir.


  • Tarafların sorumlulukları: Hizmet sağlayıcının işi gerekli özenle yapma, talimatlara uyma, gizlilik gibi sorumlulukları; hizmet alanın ise gerekli işbirliğini sağlama, bilgi/belge temini, ödemeyi yapma gibi sorumlulukları sözleşmede yazılmalıdır​. Örneğin, “Hizmet sağlayıcı, çalışmalarını işverenin verdiği brifing doğrultusunda, profesyonel standartlara uygun şekilde gerçekleştirecektir. Hizmet alan, hizmet sağlayıcının işi ifa edebilmesi için gereken verileri zamanında ve eksiksiz temin edecektir.” gibi karşılıklı yükümlülükler netleştirilmelidir.


  • Hizmetin niteliği ve standardı: Özellikle ticari hizmetlerde, beklenen kalite standardını belirlemek önemlidir. Örneğin bir temizlik hizmeti sözleşmesinde, temizliğin kapsamı (hangi alanlar, hangi temizlik malzemeleri, hangi sıklıkla) yazılarak kalite standardı tarif edilebilir. Hizmet sonucunun ölçülebilir olduğu durumlarda (performans kriterleri varsa) bunları da belirtmek gerekir. Bu hem hizmet sağlayıcıya yol gösterir hem de hizmet alanın beklentilerini yönetir.


  • Gizlilik ve rekabet yasağı: Hizmet ilişkilerinde, hizmet sağlayıcı işini yaparken hizmet alanın ticari sırlarına veya müşteri bilgilerine vakıf olabilir. Bu nedenle, ticari sırların korunması için gizlilik maddesi konulmalı (yukarıda bahsedildi). Ayrıca bazı durumlarda, hizmet sağlayıcıya rekabet etmeme yükümlülüğü de getirilebilir. Örneğin, bir danışman belirli bir projede çalışırken rakip firmaya aynı anda hizmet vermeyeceğini taahhüt edebilir. Bu tür rekabet yasağı ya da münhasırlık anlaşmaları da eğer kararlaştırılmışsa sözleşmeye yazılmalıdır.


  • Uyuşmazlık çözümü ve fesih: Hizmet sözleşmeleri de bozulabilir. Hizmet kalitesinden memnun kalınmazsa müşteri sözleşmeyi sonlandırmak isteyebilir veya hizmet sağlayıcı ödemeler yapılmazsa işi durdurmak isteyebilir. Bu durumlar için fesih prosedürü koymak gerekir. Örneğin, “Hizmet alan, sözleşmeyi dilediği zaman 15 gün önceden yazılı bildirim yaparak feshedebilir ancak kullanılmayan kısma tekabül eden bedelin iadesini talep edemez” gibi bir madde konulabilir. Ticari hizmetlerde, fesih halinde cezaî şart talep etmek de yaygındır (örneğin belirli bir süre dolmadan fesheden taraf, bir aylık bedel kadar tazminat öder gibi). Bunlar sektör ve anlaşmanın durumuna göre düzenlenmelidir.


Sonuç olarak, hizmet sözleşmesi yazarken, aşağıda vermiş olduğumuz hizmet sözleşmesi örneğinden de faydalanabilirsiniz. Her iki tarafın da haklarını koruyan, yükümlülüklerini netleştiren, hukuki açıdan uygulanabilir hizmet sözleşmesi hazırlamak hem güven hem profesyonellik sağlar​​. Hizmet sözleşmesinin iyi hazırlanmaması durumunda daha sonrasında yaşanabilecek bir uyuşmazlıkta ciddi hak kayıplarına neden olabilir.




B- Kira Sözleşmeleri Nasıl Hazırlanır


Kira sözleşmeleri, bir malın kullanım hakkının belirli bir süreyle ve bedel karşılığı devredildiği sözleşmelerdir. En yaygın kira sözleşmesi türü gayrimenkul (ev, işyeri) kiralarıdır; ancak araç kiralama, ekipman kiralama gibi ticari kiralamalar da söz konusu olabilir. Kira sözleşmesi hazırlanırken şunlara odaklanılmalıdır:


  • Kiralayanın mülkiyeti ve bilgileri: Kiraya veren kişinin gerçekten o malın sahibi olduğundan veya kira vermeye yetkili olduğundan emin olun. Özellikle gayrimenkul kiralarında, mal sahibi olmayan birinin evini kiraya vermeye çalıştığı dolandırıcılık durumları olabilir. Bu nedenle, sözleşme öncesi tapu kayıtlarından malikin kim olduğunun doğrulanması önerilir​. Sözleşmede mal sahibi (kiraya veren) ve kiracı bilgilerinin (ad, soyad/unvan, adres, T.C. kimlik no/vergi no) tam yazılması gerekir​. Bu bilgiler tebligat açısından da önemlidir; zira tarafların sözleşmede yazdığı adresler, resmi tebligat adresi kabul edilir ve adres değişirse bildirmezlerse, eski adrese yapılan bildirim geçerli sayılır​.


  • Kiralananın tanımı ve durumu: Kiralanan şeyin (konut, işyeri, araç, cihaz vb.) ayrıntılı tanımı yapılmalıdır. Gayrimenkul ise adresi, oda sayısı, alanı (metrekare), demirbaş eşyaları, mevcut durumu (boyalı, eşyalı, hasarsız vs.) belirtilmelidir​. Araç ise marka, model, plakası; ekipman ise seri numarası, kapasitesi gibi bilgiler yazılmalıdır. Böylece, iade anında neyin teslim edildiği tartışması olmaz. Özellikle ev/işyeri kiralarında, taşınmazın demirbaş listesi yapılarak (içindeki eşyalar, tesisatın durumu vb.) sözleşmeye eklenmesi tavsiye edilir​. Bu, çıkarken eksik/zarar konusu olduğunda netlik sağlar. Kiralananın durumu da (yeni boyanmış, temiz teslim edildi gibi) belirtilirse, kiracıdan çıkarken aynı durumda teslim etmesi beklenir.


  • Kira süresi ve yenileme: Kira sözleşmesinin süresi açıkça yazılmalıdır (genellikle 1 yıl). Konut kiralarında, sürenin bitiminde kiracı çıkmazsa sözleşme aynı koşullarla uzar; ama ticari kiralarda taraflar farklı düzenlemeler yapabilir. Süre bitiminde otomatik uzama, uzamama veya uzama halinde artış gibi şartlar konulabilir. Örneğin, “Sözleşme süresi 1 yıldır. Taraflar yazılı bildirimle feshetmedikçe her yıl aynı şartlarla 1 yıl daha uzar” gibi bir madde olası belirsizliği önler. Erken fesih imkanları da (özellikle işyeri kiralarında) sözleşmeye eklenmelidir. Örneğin, kiracı belirli bir süre dolmadan çıkarsa kalan aylara ait kira bedelini ödemeyi taahhüt edebilir, veya kiralayan belirli şartlarda (örneğin binayı yeniden inşa edeceği durumda) sözleşmeyi sonlandırabilir. Bu tür istisnai fesih halleri yazılmalıdır.


  • Kira bedeli ve ödeme şartları: Kira bedelinin tutarı rakam ve yazıyla belirtilmelidir. Ödeme periyodu (genelde aylık) ve ödeme şekli (elden, banka havalesi, belirli bir hesap numarasına vs.) yazılmalıdır​. Hangi gün ödeneceği de (örneğin her ayın 1’i ile 5’i arası) netleştirilmelidir. Kira bedeline KDV veya stopaj gibi ekler dahil mi, ticari kiralarda bu önemli olabilir (genelde kira bedeli brüt kabul edilir, stopaj kiracıdan kesilir). Konut kiralarında stopaj yoktur, işyeri kiralarında vardır; sözleşmede brüt-net ayrımı belirmeye dikkat edin. Kira artış oranı: Kanunen konut kiralarında 12 aylık TÜFE ortalaması ile sınırlıdır (ve geçici düzenlemelerle belli dönemlerde %25 gibi sınırlar konmuştur). Ticari kiracılar için (2020’ye kadar) serbestti, 2020 itibariyle yeni kanunla 12 aylık TÜFE sınırı ticari kiracıları da kapsıyor. Sözleşmeye, yıllık artış oranı yazılmalı ancak kanuna atfen (“her yıl TÜFE oranını geçmemek kaydıyla %... artış yapılacaktır”) şeklinde olmalıdır​. Taraflar başlangıçta ileriki yılların kira bedelini kararlaştırabilirler. Depozito: Alınacaksa tutarı ve koşulları belirtilmeli. Depozitonun ne için teminat olduğu, iade şartları (örneğin çıkışta hasar/borç yoksa iade, yoksa mahsup) yazılmalı. Türk Borçlar Kanunu’na göre konut ve çatılı işyeri kiralarında depozito 3 aylık kira bedelini geçemez ve banka hesabına yatırılıp vadeli hesaba bağlanması esastır; bu hukuki detaylara uygun hareket etmek hak kaybının önüne geçilmesini sağlar.


  • Yan giderler ve vergiler: Kiralananın kullanımıyla ilgili aidat, elektrik, su, doğalgaz, temizlik gibi giderlerin kimin tarafından ödeneceği mutlaka belirtilmelidir​. Genelde kullanım giderleri kiracıya aittir; eğer kiraya verenin ödeyeceği bir şey varsa (örneğin bina ortak aidatının belirli bir kısmı) bunu belirtmek gerekmektedir. Kiracı, abonelikleri kendi üstüne alacaksa, bunun için ne kadar süre verildiği (örneğin kiracı, eve taşındıktan sonra 15 gün içinde elektrik, su aboneliklerini kendi adına alır) yazılabilir​. Bu, kiraya verenin ileride borçlarla karşılaşmasını önlemek içindir.


  • Alt kira ve devir: Kiracı, kiralananı başkasına kiraya verebilir mi (alt kira) veya sözleşmeyi devredebilir mi? Kanunen, konut ve işyeri kiralarında kiraya verenin izni olmadan alt kira ve devir yapılamaz; ancak sözleşmede aksi kararlaştırılabilir. Sözleşmeye “Kiracı, kiraya verenin yazılı onayı olmadan kiralananı tamamen veya kısmen, bedelli veya bedelsiz olarak üçüncü kişilere kullandıramaz, devredemez” gibi bir madde koyulabilir​. Aksi takdirde, kanun kiraya verene belirli şartlarla itiraz hakkı verse de, sözleşmede açık yasak olmaması bazen karışıklığa yol açabilir. Ticari kiralamalarda (mesela bir ofis kiralayan şirket, ofisin bir kısmını başka bir firmaya alt kira vermek isteyebilir), taraflar anlaşarak buna izin verebilirler; o durumda da şartlarını (örneğin alt kiracıdan mal sahibine karşı sorumlu olacağı gibi) belirlemek gerekir.


  • Bakım, onarım ve kullanıma dair kurallar: Kiralanan şeyin bakımı ve rutin onarımlarının kimin sorumluluğunda olduğu belirtilmelidir. TBK’ya göre küçük bakım-onarım kiracıya, büyükler kiraya verene aittir, ama sözleşmede detaylandırmak iyi olur. Özellikle cihaz/araç kiralamalarında bakım periyotları ve sorumluluk net olmalıdır. Gayrimenkulde de, örneğin “kiracı, demirbaş eşyalara gereken özeni gösterecektir, olağan kullanımla oluşan aşınma hariç her türlü zararını karşılamakla yükümlüdür” gibi hükümler yazılabilir. Kiralananın hangi amaçla kullanılacağı (mesken, işyeri türü vs.) belirtilip, o amaca aykırı kullanmamayı taahhüt etmesi istenebilir. Kiracının tadilat yapma izni, şartları (yazılı izin alması, çıkarken eski hale getirme vs.) düzenlenebilir.


  • Fesih ve tahliye: Kira sözleşmelerinde kanundan gelen haklar saklı kalmak üzere, fesih süreçleri yazılmalı. Belirli süre bitiminde tahliye edileceğine dair özel anlaşma varsa (örneğin kiracı şimdiden taahhüt veriyorsa) bunun noterde “tahliye taahhütnamesi” şeklinde alınabilir. Onun dışında, sözleşmeye aykırılık hallerinde (kira ödememe, komşulara rahatsızlık verme gibi) kiraya verenin sözleşmeyi feshedebileceği belirtilir. Kiracının da örneğin ciddi bir ayıp çıkarsa evde, erken fesih hakkı olabilir. Fesih bildirimlerinin yazılı olması istenir​. Ayrıca sözleşme bitiminde kiracının kiralananı hangi koşulda iade edeceği (boyanmış şekilde mi, temiz mi, vs.) ve depozitonun nasıl iade edileceği anlatılabilir.


Kira sözleşmesi yazarken, aşağıda vermiş olduğumuz kira sözleşmesi örneğinden faydalanabilirsiniz. Yanlış bir hüküm, örneğin “Kiracı gecikme halinde %10 ceza öder” yazılması gibi bunun aylık mı yıllık mı olduğu belirsiz bırakılmışsa, yorum ihtilafı çıkar. Dolayısıyla netlik ve kanuna uygun bir şekilde uygulanabilir bir sözleşme hazırlanmalıdır. Kira sözleşmesi, basit bir belge gibi görünse de, çok ciddi sonuçlar doğurabilir ve uyuşmazlıklar mahkemeye taşınabilir​. Bu yüzden, kira sözleşmesi yapılması durumunda dikkatlice ve profesyonel bir şekilde sözleşme hazırlanması gerekmektedir aksi halde hak kayıplarına neden olabilir.




C- Alım-Satım Sözleşmeleri Nasıl Hazırlanır


Alım-satım sözleşmeleri, bir malın veya hizmetin mülkiyetinin veya kullanım hakkının devrini, bedel karşılığında sağlayan sözleşmelerdir. En temel örneği satış sözleşmesidir. Gündelik hayatımızda yaptığımız basit alışverişler bile aslında sözlü bir satış sözleşmesidir. Ancak burada kast edilen, yazılı olarak düzenlenen ve özellikle ticari nitelikte olan satış sözleşmeleridir (örneğin bir distribütörlük anlaşması, yüksek tutarlı bir makine satış sözleşmesi, araç satış protokolü vs.). Bu tür sözleşmeleri hazırlarken şunlara dikkat etmeliyiz:


  • Malın/hizmetin tanımı: Satışa konu mal ya da hizmetin eksiksiz tarifi yapılmalıdır. Modeli, adedi, teknik özellikleri, kalite standartları, varsa seri numaraları, üretim veya parti numaraları vs. yazılmalı. Örneğin bir makine satış sözleşmesinde, makinenin teknik özellikleri ve kapasitesi ekli bir teknik şartnameyle tanımlanabilir. Ekipman satış sözleşmesi örneklerinde, genellikle ürün listesi sözleşmenin ekinde verilir​. Hizmet satışı ise (örneğin bakım hizmet paketi satışı) hizmetin kapsamı benzer şekilde tanımlanır. Ayrıca, satılan malın yeni/ikinci el olduğu, garantisinin olup olmadığı gibi bilgiler belirtilmelidir. Ayıplı (kusurlu) mal çıkarsa alıcının hakları (iade, değiştirme, onarım) yasa gereği vardır; ancak ticari satışlarda, iki tacir arasında bunların sözleşme ile sınırlandığı durumlar olabilir (örneğin “alıcının ayıp ihbar süresi 7 gündür, bu süreyi aşarsa satıcı sorumlu olmaz” gibi bir madde konulabilir). Tüketiciye yapılan satışlarda ise tüketicinin yasa ile korunan 2 yıllık ayıptan sorumluluk haklarını sözleşme ile kısıtlanamaz.


  • Teslimat şartları: Malın ne zaman, nerede ve nasıl teslim edileceği sözleşmede yer almalı. Teslim yeri önemli; satıcının deposunda teslim mi, alıcının adresine teslim mi, kargo ile mi, bunlar net olmalı. Yurtiçinde de “fabrika teslimi, nakliye alıcıya ait” veya “satıcı tarafından alıcının adresine teslim” gibi yazılabilir. Teslim anında bir teslim belgesi (irsaliye, teslim tutanağı) düzenleneceği ve taraflarca imzalanacağı belirtilmelidir. Teslim süresi de net olmalı: belli bir tarih veya tarihler arası mı, yoksa sözleşme imzasından itibaren belli bir gün içinde mi? Eğer partiler halinde teslim olacaksa (kısmi teslimatlar), bunların takvimi (Ek olarak teslimat programı) hazırlanmalı​. Teslim gecikirse ne olacağı (gecikme cezası, fesih hakkı vs.) düzenlenebilir.


  • Mülkiyet geçişi ve risklerin devri: Satılan malın mülkiyeti ne zaman alıcıya geçecek? Kural olarak, sözleşmede aksi yoksa, teslimle birlikte mülkiyet geçer. Ancak ticari sözleşmelerde sıklıkla mülkiyetin muhafazası şartı konur: Yani alıcı bedelin tamamını ödeyene kadar malın mülkiyeti satıcıda kalabilir. Eğer böyle bir şart isteniyorsa, yazılmalıdır. Risk (hasar tehlikesi) genelde teslimle birlikte alıcıya geçer; ancak teslim öncesi malın hasarlanması durumunda sorumluluğun kime ait olduğu belirtilmelidir. Örneğin, “Teslim anına kadar malın zayi olmasından satıcı sorumludur, teslim anından sonra tüm risk alıcıya geçer” gibi. Nakliye esnasında kimin sorumlu olduğu da (nakliye sigortası yaptırılacaksa kimin yaptıracağı) kararlaştırılır​.


  • Ödeme şartları: Bedelin ne zaman ve nasıl ödeneceği (yukarıda genel olarak belirtilmişti) burada da vurgulanmalı. Satış sözleşmelerinde ödeme genelde peşin, mal tesliminde veya fatura tarihinden belli gün sonra (ör. 30 gün vade) şeklinde olabilir. Ticari satışlarda teminat mektubu gibi ödeme güvenceleri kullanılacaksa sözleşmede bunlara değinilir. Örneğin, alıcı mal bedelinin %30’unu avans olarak ödeyecek, kalan %70’i mal sevkiyatından önce akreditif ile ödeyecek gibi hükümler yazılabilir. Karşılıklı güven düşükse, satıcı maliyetini artırmamak için teminat isteyebilir (avans için teminat mektubu, performans teminatı gibi)​. Bunlar da net olmalı. Ödeme gecikirse yine faiz uygulanacak mı yazılır (ticari işlerde kanuni faiz uygulanabilir ama sözleşmede belirlemek daha iyi).


  • Garanti ve teknik servis: Satılan mal için satıcı bir garanti veriyorsa, bunun şartları belirtilmeli. Örneğin, “Satıcı, ürünün teslim tarihinden itibaren 12 ay süreyle malzeme ve işçilik hatalarına karşı garanti verir. Bu süre içinde normal kullanımda arızalanırsa ücretsiz onarım yapacaktır” gibi. Ya da yedek parça temini, bakım gibi hizmetler sunulacaksa, bunlar düzenlenmeli. Eğer satıcı hiçbir garanti vermiyorsa (bazı ticari ham madde satışlarında olabilir), “malın olduğu gibi kabul edildiği ve satıcının özel bir garanti vermediği” de yazılabilir. Ancak Türk Borçlar Kanunu’na göre satıcı malı ayıpsız teslimle yükümlüdür; bunu tamamen kaldırmak mümkün değil, ama tacirler arasında ihbar süresini kısaltmak vs. yapılabilir. Yine de, ilişkide güven için bir miktar garanti sunmak yaygın bir uygulamadır.


  • Muayene ve kabul: Özellikle teknik malzemelerin satışında, alıcının malı teslim aldıktan sonra belirli bir süre içinde inceleyip ayıpları satıcıya bildirmesi (muayene ve ihbar yükümlülüğü) vardır. Tacir olmayan alıcılar (tüketiciler) için bu zorunluluklar daha yumuşaktır; fakat tacir alıcılar malı makul süre içinde kontrol etmez ve ayıbı bildirmezse, o ayıp için hak talep edemez (TBK 223). Sözleşmede, teslimat sonrası bir kabul prosedürü tanımlanabilir. Örneğin, geçici kabul ve kesin kabul kavramları kullanılabilir; büyük projelerde önce geçici kabul yapılıp eksikler giderilir sonra kesin kabul yapılır​. Küçük ölçekli satışlarda bunlara gerek yoktur ama “Alıcı, malı teslim almasını takiben 7 gün içinde yapacağı kontrol ve testlerde belirlediği ayıpları satıcıya yazılı olarak bildirecektir. Aksi halde malın işbu sözleşmeye uygun şekilde teslim edildiği kabul edilir.” gibi bir madde, tacirler arası satışta yaygın ve yararlıdır.


  • Sözleşme konusu özel durumlar: Alım-satım sözleşmesinin konusuna göre değişebilecek pek çok madde olabilir. Örneğin, ihracat bedelli bir satış sözleşmesi ise, gümrük işlemleri, ihracat izinleri, dövizle ödeme gibi konular eklenir. Distribütörlük sözleşmesi gibi sürekli satış ilişkilerinde, bölge sınırlaması, minimum sipariş taahhüdü, iade hakkı gibi daha komplike hükümler bulunur. Taşınmaz satışlarında ise (bireysel olarak genelde noterde resmi senet yapılır, ama ön satış sözleşmeleri yapılabilir) tapuya tescil işlemleri, vergiler, harçlar gibi hususlar düzenlenir. Bu nedenle, satış sözleşmesinin türüne göre ilgili özel hükümler atlanmamalıdır.


  • İthalat/ihracat ve izinler: Satılan mal ithal bir mal ise, ithalat izinleri, gümrük, KDV, ÖTV gibi vergilerin kimin sorumluluğunda olduğu da ticari sözleşmede düzenlenebilir. Örneğin, “Gümrükte doğacak KDV ve diğer vergiler alıcıya aittir” gibi. Yine yurt dışına satışta, gerekli belgelerin (fatura, menşe şahadetnamesi, konşimento vb.) sağlanması hususu yazılabilir​.


Görüldüğü gibi, alım-satım (satış) sözleşmeleri, basit bir işleminin ötesinde, özellikle ticari alanda birçok detayı içerebilir. Yazılı bir satış sözleşmesi hazırlarken, yukarıda değinilen tüm bu noktaları kapsayan, net ve kapsamlı bir metin oluşturmak gerekir. Aşağıda vermiş olduğumuz Ticari satış sözleşmesi örneğini inceleyebilirsiniz. Ancak unutulmamalı ki her satışın şartları farklıdır, dolayısıyla sözleşme de o şartlara uyarlanmalıdır.




D- İş (Çalışan-İşveren) Sözleşmeleri Nasıl Hazırlanır


İş sözleşmeleri, bir çalışanın bir işverene bağımlı olarak iş görmeyi, işverenin de buna karşılık ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler hem Borçlar Kanunu hem de, eğer işçi İş Kanunu kapsamında ise (4857 sayılı İş Kanunu), iş hukukuna özgü kurallara tabidir. İş sözleşmeleri genellikle standart gibi görünse de, her işletme ve pozisyon için özelleştirilmesi gereken önemli detaylar içerir. İş sözleşmesi hazırlarken dikkate alınacak hususlar:


  • Tarafların kimlik ve iletişim bilgileri: İşveren ve çalışanların tam adı, adresi, ve işveren tüzel kişiyse unvanı, varsa vergi numarası vb. bilgiler belirtilmelidir. İşveren şirket adına imza atacak yetkili kişinin de adı/unvanı yer alır. Bu kısım basit görünür ama özellikle çalışan için tebligat adresi olarak da önemlidir.


  • İşin tanımı ve çalışma yeri: Çalışanın görevi, ünvanı ve sorumlulukları açıkça tarif edilmelidir​. Örneğin “Satış temsilcisi” ise, ne satışı yapacağı, bölgesi ya da bağlı olduğu departman belirtilebilir. İşin niteliği net olursa, sonradan “bu benim görevim değildi” gibi uyuşmazlıkların yaşanmasının önüne geçilebilir. Ayrıca işin yapılacağı yer veya şehir belirtilmeli. Bazı işlerde birden fazla yer olabilir; o durumda “İşveren gerektiğinde çalışana işin niteliği gereği farklı işyerlerinde görev verebilir” gibi esnek bir hüküm konabilir ancak bu maddenin kötüye kullanılmaması için sınır çizilebilir (örneğin aynı şehir içi vs.).


  • Çalışma süresi ve mesai: Haftalık çalışma süresi ve günlük çalışma düzeni belirtilmelidir​. İş Kanunu’nda öngörülen ara dinlenmeleri, haftalık tatil, yıllık izin gibi haklar zaten kanunen var, ancak sözleşmede bunlara atıf yapılabilir. Fazla mesai onayı isteniyorsa, bunu ayrıca yazılı almak gerekir (genelde işe girişte ayrı belge ile alınır ama sözleşmeye de konabilir). İşyerinin çalışma saatleri, vardiya düzeni, esnek çalışma şartları vs. sözleşmede düzenlenebilir.


  • Ücret ve yan haklar: Çalışana verilecek ücretin miktarı (brüt veya net olarak belirtilmeli), ödeme periyodu (aylık, saatlik vs.) ve ödeme şekli (banka yoluyla genelde) yazılmalıdır​. Ücretin dışında sağlanacak yan haklar varsa (yemek ücreti, yol yardımı, prim, ikramiye, özel sağlık sigortası, şirket aracı vs.) bunlar da belirtilmeli. Ücretin brüt tutarı yazılıp, netin kanunlar gereği değişebileceği (vergi dilimi vs. nedeniyle) not edilebilir. Varsa performans primi veya satış primi gibi değişken ücret unsurları, hesaplama yöntemiyle beraber açıklanmalıdır. Ayrıca ödeme günü (genelde ayın 5’i gibi) eklenebilir.


  • Süre ve deneme süresi: İş sözleşmesi belirsiz süreli ise süresizdir; belirli süreli ise, bitiş tarihi veya proje bitimi gibi kriter yazılır. Belirli süreli sözleşmelerin objektif bir nedeni olmalı (proje işi, mevsimlik iş vs.), aksi halde sürekli yenilenirse belirsiz süreliye dönüşür. Sözleşmeye istenildiği takdirde başlangıçta deneme süresi maddesi konulabilir. İş Kanunu gereği deneme süresi en fazla 2 aydır (toplu iş sözleşmesiyle 4 aya kadar yapılabilir). Deneme süresi boyunca taraflar tazminatsız feshedebilir, sadece çalışanın ücreti ve hak ettiği yan haklar ödenir. Bu şartlar sözleşmede açıkça belirtilmelidir (örneğin: “İşbu sözleşme, ... tarihine kadar ... aylık deneme süresi içerir. Bu süre zarfında taraflar bildirimsiz ve tazminatsız fesih hakkına sahiptir.”).


  • İşveren talimatlarına uyma ve düzenlemeler: İş sözleşmeleri işçinin, işyeri iç yönetmeliklerine, iş güvenliği kurallarına ve amirlerinin talimatlarına uyacağını genelde içerir. Bu genel bir madde şeklinde yazılır. Ayrıca işçinin iş yaparken göstereceği özen (işini sadakat ve dürüstlükle yapma borcu zaten kanunda var, ama altı çizilebilir) belirtilir. İşçinin, işverenin çıkarlarına aykırı faaliyette bulunmama, gerektiğinde fazla mesai yapmayı kabul etme (yasal sınırlar içinde), sır saklama gibi yükümlülükleri de sözleşmeye yazılabilir.


  • Rekabet yasağı ve gizlilik: Özellikle kilit pozisyonlar için, işten ayrıldıktan sonra belli bir süre aynı sektörde rakip bir işte çalışmama (rekabet etmeme) anlaşmaları yapılabilir. Böyle bir anlaşma öngörülüyorsa, iş sözleşmesinde ayrı maddede düzenlenmeli ve süresi, coğrafi alanı, kapsamı makul sınırlarda tutulmalı, aksi halde geçersiz olur. Rekabet yasağı genelde ayrı bir protokol de olabilir. Gizlilik yükümlülüğü ise hem çalışma sırasında hem de sonra için işçiye getirilebilir; işverenin ticari sırlarını, müşteri bilgilerini koruması istenir. Bu konular işletmeniz için önem arz ediyor ise, sözleşmede ayrıntılı düzenlemenizi tavsiye ederiz. Aksi durumlarda müşteri kaybı, zamanla edinilmiş tecrübe kaybı ve kişisel verilerin ihlali gibi birçok sorunla karşı karşıya kalmanıza neden olabilmektedir.


  • İzinler ve devamsızlık: Yıllık izin süresi (İş Kanunu’nda kıdeme göre belirli, bunlar yazılabilir), mazeret izinleri, rapor bildirim usulü gibi konular belirtilebilir. Kadın çalışanlar için doğum izni, süt izni gibi haklar kanunen mevcut olsa da istenildiği takdirde bunlara değinilebilir.


  • Fesih ve ihbar süreleri: Belirsiz süreli iş sözleşmelerinde işveren veya işçi feshetmek isterse, kanuni ihbar sürelerine uymak zorunda. Sözleşmede bunlar yazılabilir ama kanundakinden kısa süre belirlenemez, daha uzun belirlenebilir. Örneğin bazı üst düzey pozisyonlar için işçi 2 ay ihbarla ayrılacak, işveren 2 ay önceden bildirecek gibi anlaşma yapılabilir. Eğer belirli süreli ise, sürenin sonunda kendiliğinden biter. Haklı fesih sebepleri istenirse yazılabilir ama yazılmasa dahi kanunen geçerlidir.


  • Diğer özel şartlar: Bazı iş sözleşmelerinde eğitim gideri karşılanması ve belli süre çalışmadan ayrılırsa ödemesi, buluş yaparsa çalışanın patent hakkı, yurtdışı görev koşulları, lojman tahsisi, ceza maddeleri (örneğin işe gelmezse yevmiye kesme) gibi pek çok özel durum düzenlenebilir. Ancak bunlar ayrıntı olup, ilgili işe özel hazırlanmalıdır. Ayrıca çalışan sayısı fazla ise toplu sözleşme veya işyeri yönetmeliği devreye girebilir.


İş sözleşmesi hazırlarken, iş hukuku mevzuatına özel dikkat göstermek gerekir. Çünkü işçi genelde korunması gereken taraf olarak kabul edilir ve kanun, işçi aleyhine anlaşmaları geçersiz sayabilir. Örneğin, işçi peşinen kıdem tazminatından feragat edemez; böyle bir madde yazsanız dahi geçersizdir. Yine de, iş ilişkisini yazılı hale getirmek hem işçi hem işverenin haklarını korur, yanlış anlamaları önler. Kanunen, süresi 1 yıl veya daha uzun sürecek iş sözleşmeleri yazılı yapılmak zorundadır​; fiilen daha kısa süreli işler için de yazılı yapmak ispat edilebilmesi için tavsiye ederiz. İş sözleşmesine, işin niteliğine göre yukarıda saydığımız tüm unsurları koymaya özen gösterilmesi gerekmektedir. Aşağıdaki iş sözleşmesi örneğini inceleyebilirsiniz. Bu alanda sık değişiklik olmasa da (4857 sayılı İş Kanunu temel yasa), uygulamada Yargıtay kararları önem taşır; örneğin rekabet yasağı süresi veya kapsamı hakkında. Bu nedenle kritik pozisyonlar için bir avukata danışmak yerinde olur.




E- Müşteri – Hizmet Sağlayıcı Sözleşmeleri


Aslında bu başlık, bir yönüyle hizmet sözleşmesi kavramına benzemektedir. Ancak burada özellikle vurgulanmak istenen, tüketici (bireysel müşteri) ile hizmet sunan işletme arasındaki sözleşmeler olmalıdır. Örneğin, bir internet servis sağlayıcı ile abone arasındaki sözleşme, bir cep telefonu operatörü ile müşteri arasındaki sözleşme, bir spor salonu ile üye arasındaki sözleşme vb. Bu tür durumlarda hizmet sağlayıcı genelde bir şirket, müşteri ise bireysel tüketicidir. Bu sözleşmeler hazırlanırken hem yukarıda “Hizmet Sözleşmeleri” bölümünde sayılan hususlar geçerlidir, hem de tüketici mevzuatına uygunluk önem kazanır.


  • Standart sözleşme ve haksız şartlar: Büyük ölçekli hizmet sağlayıcılar genellikle standart sözleşmeler kullanır ve tüketici buna katılır (abonelik sözleşmeleri gibi). Bu sözleşmelerde tüketicinin müzakere imkanı sınırlı olduğu için kanun, haksız şart kavramı ile tüketiciyi korur. Tüketici aleyhine, dürüstlük kuralına aykırı ve müzakere edilmeden dayatılan hükümler geçersiz sayılabilir. Bu nedenle, bir işletme olarak tüketiciye sunacağınız sözleşmeleri hazırlarken, maddelerin makul ve yasalara uygun olmasına dikkat edilmesi gerekir. Örneğin, “Hizmet sağlayıcı, hiçbir sebep göstermeden hizmeti dilediği an durdurabilir ve ücret iadesi yapmaz” gibi aşırı dengesiz bir madde haksız şart sayılabilir.


  • Açık bilgilendirme: Tüketiciyle yapılan sözleşmelerde, özellikle mesafeli (internet üzerinden) veya kapıdan satış gibi durumlarda, ön bilgilendirme yükümlülüğü vardır. Her durumda, müşterinin sözleşme koşulları hakkında açıkça bilgilendirilmesi gereklidir. Sözleşme dili yine sade ve anlaşılır olmalı; tüketicinin kolayca fark edemeyeceği hükümler (örneğin bir web sitesinde gömülü küçük puntolu metinler) olmamalıdır.


  • Cayma hakkı: Bazı müşteri-hizmet sağlayıcı sözleşmelerinde, tüketicinin cayma hakkı olur. Mesela mesafeli satış sözleşmelerinde tüketici 14 gün içinde sebep göstermeden cayabilir (hizmet başlamışsa veya belli istisnalar hariç). Eğer böyle yasal bir cayma hakkı mevcutsa (abonelik hizmetlerinde ilk 14 gün gibi), bu hak sözleşmede tüketiciye bildirilmeli ve kullanma koşulları belirtilmelidir.


  • Taahhütlü hizmetler ve fesih: Müşteri belli bir süre hizmet almayı taahhüt etmişse (örneğin 24 ay taahhütlü internet aboneliği), bunun karşılığında aldığı indirimler veya cihazlar belirtilmeli; taahhüt süresinden önce feshederse ne kadar ceza veya cayma bedeli ödeyeceği formüle edilmelidir. Bu bedel makul olmalı, aksi halde tüketici mahkemede indirime gidilebilir. Genelde kalan ayların indirim tutarları iade ettirilir, vs., bunlar net yazılmalıdır. Aksi halde bu maddeler geçersiz olabilir.


  • Hizmet kesintileri ve sorumluluk: Özellikle telekomünikasyon, elektrik-su aboneliği gibi sözleşmelerde, hizmette kesinti olursa şirketin sorumluluğu, tazminat şartları düzenlenir. Müşteri, belli bir süre hizmet alamazsa faturadan indirim isteyebilir mi, şirket ne kadar sürede arızayı giderecek vs., bu şartlar şeffaf olmalıdır. Bu hem müşteri memnuniyeti için hem de tüketici hakem heyeti/mahkeme süreçlerinde yardımcı olur.


  • Veri kullanımı ve KVKK: Müşteri ile yapılan sözleşmede, müşterinin kişisel verilerinin nasıl kullanılacağına dair aydınlatma ve gerekirse açık rıza kısımları bulunmalıdır (özellikle pazarlama izni alınıyorsa). Artık bir yasal gereklilik olarak, her müşteriden alınan kişisel veri için KVKK kapsamında aydınlatma metni ve gerekiyorsa rıza alınması şartı vardır. Sözleşmeye bu metin eklenebilir veya ayrı imza alınabilir.


Müşteri-hizmet sağlayıcı sözleşmeleri, çoğu zaman tüketici sözleşmesi olduğu için, hazırlanırken hem firma çıkarları hem de müşteri hakları dengeli şekilde düşünülmelidir. Bu tür sözleşmeler genelde matbu formlar şeklinde çok sayıda imzalanır; dolayısıyla bir sefer hazırlarken çok titiz hazırlanmalı ki sürekli olarak uygulanabilir olsun.




Son Söz


Sözleşme hazırlamak, dikkat ve özen gerektiren bir iştir. Doğru yapılmadığı zaman büyük hak kayıplarına neden olabilmektedir. Doğru ve uygulanabilir bir sözleşme yapmak tarafları olası anlaşmazlıklardan koruyan bir kalkan görevi görür. İyi hazırlanmış bir sözleşme, yaşanabilecek birçok hak kayıplarının önüne geçilmesini sağlar. Yasalara uygun, açık ve dengeli sözleşmelerle, hem bireysel hem ticari ilişkilerinizi güvence altına alabilir, işlerinizi sorunsuz yürütebilirsiniz. İster bireysel bir kira sözleşmesi yapıyor olun, ister kapsamlı bir ticari anlaşma hazırlayın, yukarıda belirtilen ilkelere uyarak hareket etmek sizi güvence altına alacaktır. Özellikle ticari sözleşmeler düzenlerken hukuki süreçlerde profesyonel destek almak çok önemlidir çünkü oluşabilecek hak kayıpları ve süreçler büyük zararlarla sonuçlanabilmektedir.


Son olarak, önemli sözleşmelerinizi hazırlarken bir hukuk uzmanından destek almanız çok değerlidir. Deneyimli bir avukat, sözleşme metnini hazırlarken tüm yasal gerekliliklere uyulduğunu, müvekkilin menfaatlerinin korunduğunu ve ileride doğabilecek uyuşmazlıklara karşı önleyici hükümler konduğunu teyit edecektir​. Pala Hukuk be Danışmanlık Ofis olarak sözleşme hazırlama konusundaki deneyimlerimiz ve tecrübelerimiz doğrultusunda müvekkillerimize kapsamlı danışmanlık ve sözleşme hazırlama hizmeti sunmaktayız. Unutmayın, “sözleşme yapmak” ciddiye alınması gereken bir iştir.


Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page